Salı, Ocak 24, 2006

olur böyle vakalar...


Yok Türk polisi yakalar demeyeceğim, zira vaka benim vakam olduğu için yakalasa yakalasa belediye yakalar beni... Yok yok zabıta da yakalayabilir :P

Şaka bir yana, kırmak-kırılmak biz insanlara mahsus; önemli olan o kırıkları yapıştırmaya çalışmak değil, inadına o kırıkların üstünde güle oynaya tepinebilmek...

Umarım bastığınız yerler hep kırıksız-kırıntısız olsun diyorum canlarım, sevgiler! ;)

Bu arada ekleyeyim, işte böyle Tinkerbell gibi anahtar deliğine de sıkışabiliyor insan bazı bazı. Özellikle de kapı dinlerken :P Ve fekat yine mühim olan o kapıdan zorla girmek ya da davet edilmeyi beklemek değil, kapının anahtarını kendi kendine bulup açabilmektir. Yaaa... ;P

Not: Çok edebi oldum lan ben, ne oldu böyle bana! Ama beni bu hale getirenler utansın, Günay ah Günay, sana sesleniyorum, duy beni nankör kadın!!! :P

Dipnot: Silent Hill öneriyorum arkadaşlar (eski Solufain yeni Stella, Samet sağolsun! :P). Dinleyin artık sakinler misiniz, yoksa daha bi dellenir misiniz bilemem. Ve fekat ilaç niyetine diyorum, şifa olsuni yarasın kuzucuklarım! :)))

2 yorum:

foondah dedi ki...

"you read over my blog"???
so you know Turkish then, ha?:PP
sorry pal, but this is not a place to make your own blog's advertisement. there is a famous Turkish phrase for that, you know? it says; "başka kapıya!" :))) take care!

foondah dedi ki...

kim neyle suçlamış len benim günah ineğimi, şey pardon keçimi :PPP