anlatacak çok şey var, söylenecek hiçbir şey yok. bugün büyük harflerim yok cümle başlarında kullanacak, çünkü sesim kısık. bir şey olduğundan değil, sadece tercih meselesi. kendi sesimi kıstım biraz. dinlemekten sıkıldığımdan değil, zira ben şahsen çok seviyorum o bülbül sesimi. ama baktım ki ne kadar bağırsam da, yırtınsam da anlayan yok, takan yok. ben de kıstım sesimi, ne yoracağım kendimi. artık fısıldıyorum kelimelerimi, sadece anlayanlara. iletişim eksikliği değil bu, bilenler bilir, çok iletkenimdir ben. ama ne ilettiğinize göre değişir. beni kırarsanız, kızgınlık iletirim ben de size, üzüntü ve hayalkırıklığı gönderirim karşılık olarak. sonra da iletmemeye başlarım zaten, ne kadar az, o kadar iyi diyerek. yok sayıldığımı düşünürsem yokluğumla veririm cevabımı. bu kadar net.
.
peki neden anlattım bunları? muhtemelen bu lafları söylediğim insanların burayla alakası olmadığı için. yani siz bu mektubu okuduğunuz sırada ben bu lafları başkalarına söylüyor olacağım, çok uzaklarda. o nedenle sıkmayın canınızı canlarım. ki ben size canım diyorsam, canımı sıkan siz olamazsınız zaten, di mi ama :)
.
şimdi, lafımızı soktuktan sonra başka mevzulara bahis olabiliriz :P
.
mastır başladı ama başlamasa mıydı diyorum şimdiden. dört ders var ama acayip yoğun bir program olacak gibi. yazmaya nasıl vakit bulacağım bilmiyorum. daha yapmam gereken çok şey var, sayfalarca, kelimelerce, vs.
.
bunun dışında olan br çok şey var; kişisel, ulusal ve küresel. ama hangi birini anlatmaya gücüm yeter bilmiyorum. o yüzden susuyorum.
1 yorum:
?
Yorum Gönder