Çarşamba, Mart 09, 2011

yetti gari

Bütün haberler üst üste geliyor, bütün olaylar üst üste oluyor. Özel, genel, siyasi, günlük fark etmiyor. Erkeklerden nefret ediyorum ve artık bu ülkede yaşamak istemiyorum. Hatta bu dünyada da yaşamak istemiyorum. Alternatif önerileri bekliyorum.

Kimse çıkıp da "aaa olur mu" demesin. İstisnalar umurumda değil. Kadınların yaptığı kötülükler ya da o erkekleri yetiştiren kadınlar da umurumda değil. Çünkü ben hiç bir erkeği sırf erkek olduğu için taciz eden, ona saldıran, ırzına geçen, öldüren, hayatı zindan eden bir kadın tanımadım, duymadım. Siz duydunuz mu? Aynı zamanda suçluyu cezalandırması gerekirken sırf kadın olduğu için salıveren, affeden kadın hakim, savcı, avukat vs. de görmedim. Siz gördünüz mü?

Erkeklerden nefret ediyorum; çünkü sırf vücutlarının orta kısmında bir fazlalık olduğu için kendilerini nimetten sayıyorlar. O fazlalık kadınlarda olmadığı için -muhtemelen bunu bir eksiklik addedip- kadınları aşağılıyor, eziyor, dışlıyor, hatta suçluyorlar. Evet, suçluyorlar; çünkü erkek kadına tecavüz etse bu kadının suçu, dövse kadının suçu, öldürse kadının suçu. Neden? Çünkü kadın. Pipisi yok. Pipisi olsa suçlu olmayacak. Her yaptığı yanına kalacak. Her yerde sözü geçecek. İstediğine sulanacak, istediğini hor görecek. Kimse ondan hesap sormayacak, ceza vermeyecek. Aksine pohpohlayacak, aslanım deyip sırtını sıvazlayacak. Kral ya o. Pipili kral.

Şimdi bunlar agresif feminist cümlesi gibi geliyor değil mi? N'olmuş, bu kız birine ya da birilerine sinirlenmiş, almış klavyeyi önüne saydırıyor. Çünkü elinden başka bir şey gelmiyor. Ne de olsa pipisi yok. O zaman boşver ya amaaan...

Değil işte. Çok sinirliyim; çünkü... Kız çocuğuna tecavüz edenler salıveriliyor. Töre cinayetlerinde her gün bir sürü kadın öldürülüyor. Suçlular cezasını bulmuyor. Kadınlar evde kocalarından, babalarından, abilerinden dayak yiyor. Sokakta tacize, tecavüze, saldırıya uğruyor. Hakkını aramasına izin verilmiyor, aksine susturuluyor, hatta suçlanıyor. Dekolte giydikleri için tecavüz reva görülüyor. Eziliyor. Hor görülüyor. Dışlanıyor. Başı, vücudu, ağzı, beyni, kalbi kapatılıyor. Kaale alınmıyor, dinlenmiyor. Biraz ağzını açsa vay feminist, erkeklere çatsa ya da vermese (!) vay lezbiyen, verirse(!) de vay orospu diye etiketleniyor. Ciddiye alınmıyor. Evine git, bu işleri bırak, evlen, çocuk yap, hanım hanımcık otur, bitki gibi yaşa, sesini çıkarma deniyor.

Dedim ya, istisnalar hiç umurumda değil. Kurunun yanında yaş da yansın; çünkü biz kadınlar olarak zaten yanmışız, bitmişiz, kül olmuşuz. İstediğin kadar kadınlar günü yap -altın günü misali, birbirini kutla dur, kendi kendine konuş. Zaten dinleyen yok. Duymak istediklerini söylemiyoruz çünkü. Palavralarına kanmıyoruz. Yalanlarına inanmıyoruz. Tuzaklarına düşmüyoruz. Saçmalıklarına katlanmıyoruz. En iyisinin bile aklından geçenleri okuyoruz ve midemiz bulanıyor. Çünkü artık bu numaralara karnımız tok. Eh, pipimiz de yok, demek ki bu dünyada yaşamaya hakkımız yok!

Not: Evet, feministim. Hayır, lezbiyen değilim. Normal şartlarda çok sevgi dolu bir insanım ama artık sabrım taşmış durumda. Babamı çok severim, onun da istisnalardan biri olması gerçeği değiştirmiyor. Bir sevgilim yok, olsaydı muhtemelen şu dakikada onu öldürmüş olurdum -şaka ya da değil, kim bilebilir, hep erkekler yapacak değil ya. Ha, bir de pipi meselesine o kadar takmış değilim; erkek olmadığım ve bir kadın olduğum için mutlu ve gururluyum. Zaten kim aklı donuna kaçmış, zavallı ve pipili bir manyak olmak ister ki?!

Pazar, Mart 06, 2011

ayar kayar

Çok doluyum blog... Gerçi sen de dolmuşsundur sana yapılanlar karşısında ama elimiz kolumuz bağlı oturuyoruz mal gibi. En çok koyan da bu zaten. 
Onu yapma. Bunu yazma. Şunu söyleme. Konuşma, okuma, düşünme. Hayal kurma. Hayalinin peşinden koşma. Koşma, düşersin Mazallah, çelme takarlar, düşürürler, düşene de bir tekme atarlar.
Git evlen çalış çocuk yap, başka da bir boka yarama babasını satayım.
Al! 
- blogyazarı burada eliyle çok pis bir hareket çekmektedir. hareketin içeriği blog okuyucusunun hayal gücüne bırakılmıştır. hadi bu kıyağı da unutmayın bakalım... 

Salı, Mart 01, 2011

bloguma dokunma!


Daha biraz önce bir yoruma cevap verirken "blogumuz her zaman açık" demiştim ki, ağzımdan yel almadan haberi geldi: bloglar mahkeme kararıyla kapatılıyormuş. Daha önce fizy engellendiğinde demiştim, yakında oksijene erişimimizi de durduracak bunlar, tam olacak. Allah her türlü belalarını versin diyor ve ekliyorum, 
özgürlüğe dokunan eller kırılsın!