Çarşamba, Mart 29, 2006

bahar köftesi!


Evet canlarım, bahar geldi artık canlanın! Kuş, ot, börtü, böcük ve tabii ki bendeniz sefkili suluköfteniz baharı pek bi şenlikli karşıladık efenim. Uçan kuşlar martılar, içli salçalı köfteler ve daha neler neler! Tamam, anlatacağım, durun teker teker gelin ayol!

Şindik, iyi bir bahar karşılaması için gereken tarifi vereceğim size, sakın evde denemeyin, çıkın dışarda tatbik edin. Kımıldayın azcık canım!

Yimeen adı: Bahar köftesi...

İçindekiler: Her çeşitten köfte ama illa ki suluköfte! Bir adet vapur, bir bardak dolusu deniz suyu, yarım kilo bulut (sadece çok sıcakta gölgelik olarak kullanılacak), bol kepçe güneş ışığı (aman bugünkü gibi tutulmasın dikkat edin), birkaç adet orta boy askılık (okul da illa ki asılacak :P), iki adet foto. makinesi (tercihen biri kameralı), yedi büyük boy patates (kumpir için), Kurukahveci Mehmet Efendi (adamın kendisi değil ayol, kahvesi!), altı halka simit (dışarıdan çikolata getirmek yasaktır!) vs. vs. (aman anacım bitmez ki istekleri!)

Dışındakiler: İçi beni dışı sizi yakar diyeyim siz anlayın :))

Hazırlanışı: Aha işte en kazık yeri burası sayın okurlar; zira bu bahar köftesi denilen yaratık çok zahmetli, nazlı, bööle kıvamı tutmazsa vıcık vıcık bişiidir. Ama var ya bi de tutarsaaaaa! İşte o zaman yemeyin de yanında yatınızdır ;)
Öncelikle; köfteler okula götürülür, bir süre güneş altında bekletilerek özenle dersten kaçırtılır. Ama fazla ısıtılmaz ki beyinleri sulanmasın (mümkün mü?!). Soonacııma, yeterli olgunluğa(!) eriştiklerinde önce bir otobüse, sonra da bir vapura bindirilerek kendilerinden geçirilir. Karşı kıyıya ulaştıklarında açlıktan mideleri sırtlarına itinayla yapıştırılan köftecikler önce kumpirciye, sonra pastaneye götürülüp doyurulur. Fakat doyma noktaları bulunmayan köftehorlar her an bir simitçiye kaçabilirler (kızı bırakırsan ya davulcu ya zurnacıya, köfteyi bırakırsan ya simitçi ya tatlıcıya :P) tikatli olunmalıdır! En sonunda bir tutam deniz kıyısında mayalanmaya bırakılan köfteler kahve, çay, meşrubat vs. ile terbiye edilir (nasıl yaa?!). Hala terbiyesizlil etmekte ısrar eden olursa (sulu gibi mesela) fal baktırılmak ve filmi çekilmek suretiyle safdışı edilir ve köfteler kıvama geldiklerinde sıcak olarak servis edilirler. Afiyet olsun!

Evet efenim; yer Ortaköy, oyuncular belli, senaryo meçhul... Şu anda fonda ise Beautiful South'un Dream a little Dream'inin Fransızcası var, neden bilmiyorum, denk gelmiş işte... Birazdan Paolo Conte Via Con Me'ye başlayabilir, napiim adam durmuyo anacım... Peki nedir bu Fransızca merakı diyorum sayın okurlar, kim bu aramızdaki Fransız?!! Acep yimeği de Fransız usulü mü yapsaydık beah! :PPP

Perşembe, Mart 23, 2006

dokunaklı :P


Ya bi tuhaf oldum ben; gelen yıllık yazılarından mı, son senenin hüznünden mi, yoksa tamamen kendi salaklığımdan mı bilmiyorum ama... BEN SİZİ ÇOK SEVİYORUUUUUM!!!

Bak böyle postu da bi daha bulamazsınız, kopyala-yapıştırla bi yerlere şeedin daha sonra aleyhime delil olarak kullanmak üzere. Böyle de self-ispiyoncuyumdur hani! Neyse işte, bu da bööle bi anımız olsun :PPP

Cuma, Mart 17, 2006

mozz geri döndü


Davullar çalınsın, kırk gün kırk gece bayram yapılsın; alemlerin otobur kralının dönüşü muhteşem oldu. Artık gay mey idare edivericeksiniz anacım, adam efsane oldu. En azından şu suluköftenizin hayatına ve halet-i ruhiyesine en uygun kıyak şarkıları yapmış adam, daha ne yapsın! Ne yapacak, çok yaşasın!!!

Şimdi gelelim Moz'un son bombasına: evet kuzucuklarım, bu dünya "there is a light that never goes out"u gördü, "the more you ignore me, the closer I get"i dinledi... İşte karşınızda yeni mest olma aracı; Mr. Morrissey ve You Have Killed Me!

Pasolini is me
'Accattone' you'll be
I entered nothing and nothing entered me
'Til you came with the key
And you did your best but
As I live and breathe
You have killed me
You have killed me
Yes I walk around somehow
But you have killed me
You have killed me
Piazza Cavour, what's my life for?
Visconti is me
Magnani you'll never be
I entered nothing and nothing entered me
'Til you came with the key
And you did your best but
As I live and breathe
You have killed me
You have killed me
Yes, I walk around somehow
But you have killed me
You have killed me
Who am I that I come to be here...?
As I live and breathe
You have killed me
You have killed me
Yes I walk around somehow
But you have killed me
You have killed me
And there is no point saying this again
There is no point saying this again
But I forgive you, I forgive you
Always I do forgive you

Pasolini: Pier Paolo Pasolini, poet, director, writer, the soul of the 20th century Italian art.
Accattone: Accattone was the title of the first movie by Pier Paolo Pasolini in 1961. Literally 'Accattone' means a beggar, mendicant. In Rome it also means a poor man, a man with no talent. Here Morrissey implies that the person he is speaking to will be "his first"...
Piazza Cavour: Cavour square in Prati, Rome. Just behind the Palace of Justice and very near to Lungotevere. Visconti: Luchino Visconti, famous Italian director, author of masterworks like Ossessione, Rocco e i suoi fratelli, Morte a Venezia, Il Gattopardo. He also worked a lot with Anna Magnani as she was his favourite actress. An episode directed by Visconti of the movie "Siamo Donne" was about Anna Magnani's everyday life.
Magnani: Anna Magnani, the greatest Italian actress ever.

Boun Appetite! ;)*

Salı, Mart 07, 2006

köfteniz sizi seviyorrr


Evet canlarım, bir köfte ziyafetinde daha beraberiz. Bu sefer size çok farklı lezzetler sunuyorum, çeşit çeşit yiyin garii :P

Kendi özel South Park karakterlerinizi yaratabileceğiniz bir adres; bizim köftelerin de birer tane var ;)
http://www.vexatori.de/zib/sp-studio.swf

DeviantArt'tan harika bir yetenek; galerisini keşfedin, müthiş kısa filmlerini mutlaka izleyin. Cupid's last stand, When Genevieve ruled the world, Candy ve The little girl who was forgotten by absolutely everyone-even the postman... Hepsi birbirinden lezizzz ;P
http://crookedsixpence.deviantart.com/gallery/

Eğer bir gün vampir olmaya karar verirseniz hangi ismi alacaksınız?! Boşuna kafa yormayın tıklayın öğrenin ama kan emmeyin :PPP
http://www.emmadavies.net/vampire/

İşte harika bir site daha! Aslında harika olan site değil, Paris'in kendisi tabii... İyi seyirler, hoparlörün sesini açmayı unutmayın ;)
http://framboise781.free.fr/Paris.htm

Afiyet olsun kuzucuklarım ;)***

Perşembe, Mart 02, 2006

köftehorrrrrr


Resmen başımı kaldıramıyorum sayın okurlar; bir uyku bir uyku, anlatamam yani. Uykusuz ve yorgun geçen günlerin, haftaların ve hatta ayların (zira saydım tam iki ay oluyor!) acısını çıkarıyorum sanki ama nedense bu acı dinmiyor :(

Pazartesi günü söz verdiğim gibi hasta oldum sonunda; sesim kısıldı, boğazım kaşınıyor, halsizim ve azıcık da ateşim var. Ve fekat sabah körü o ayazda saatlerce beklemenin sonucunda yine de iyi sayılırım, eh işte içgüveysinden hallice! (keçi bak güvey dedim, sivri kulakların çınlasın ;P)

Sonuç itibariyle işler bitti ama yapacak yeni işler çıktı ortaya. Zati hayat böyle neetçen deyip yola devam ediyoruz bittabii ki. Ya siz ne sandınızdı köftehorlar?!

Öteki köfteler staja başlamış; hepsine hayırlı ve geçmiş olsun dileklerimi sunarken kendilerini fazla yormamalarını, bu patron milletinin zaten hiçbir zaman tatmin olmadığını, o yüzden iyisi mi eğlenmelerine bakmalarını salık veriyor, kendilerini koccaman öpüyor ve bakalım bu suluköfte ne halt yiyecek diye sormadan da edemiyorum! (nasıl bi cümle bu ya!)

Neyse efenim, muhabbeti tadında bırakalım ki tez ayrılmayalım ;) Hem daha çok işim var; yeğenime öykü yazacam ödev vermişler çocuğa (cık cık cık), soona saçımı kestircem insana benziicem (bak bu zor işte), soona... ay işte yapıcam bişiler canım, size ne ayol! Hadi baş baş!...