Salı, Ocak 31, 2006

luv&h8



Love and Hate... ain't it cute... and sooo true!

*from DA...

Cuma, Ocak 27, 2006

dream on...


Yetti gayri diyesiymiş bizim sıpa da, dili varmazmış bi türlü... Gelin gidesiymiş kara kalpli zındanlara da, ayağına kara sular inmiş, varamamış bizim köylü... Şööle yol boyuna çörekleneyim acep bi solukluk demiş, demiş ama bilememiş körgözlü... Meğer kara kalpli, kara kalıplı zındanlar yüreğinin tee köşeciğindeymiş zati, gitmek nesineymiş a ayrangönüllü... Otursunmuş oturduğu yerde zilli, zati dutları da bitirmiş ötmeyesice bülbülü!

Salı, Ocak 24, 2006

olur böyle vakalar...


Yok Türk polisi yakalar demeyeceğim, zira vaka benim vakam olduğu için yakalasa yakalasa belediye yakalar beni... Yok yok zabıta da yakalayabilir :P

Şaka bir yana, kırmak-kırılmak biz insanlara mahsus; önemli olan o kırıkları yapıştırmaya çalışmak değil, inadına o kırıkların üstünde güle oynaya tepinebilmek...

Umarım bastığınız yerler hep kırıksız-kırıntısız olsun diyorum canlarım, sevgiler! ;)

Bu arada ekleyeyim, işte böyle Tinkerbell gibi anahtar deliğine de sıkışabiliyor insan bazı bazı. Özellikle de kapı dinlerken :P Ve fekat yine mühim olan o kapıdan zorla girmek ya da davet edilmeyi beklemek değil, kapının anahtarını kendi kendine bulup açabilmektir. Yaaa... ;P

Not: Çok edebi oldum lan ben, ne oldu böyle bana! Ama beni bu hale getirenler utansın, Günay ah Günay, sana sesleniyorum, duy beni nankör kadın!!! :P

Dipnot: Silent Hill öneriyorum arkadaşlar (eski Solufain yeni Stella, Samet sağolsun! :P). Dinleyin artık sakinler misiniz, yoksa daha bi dellenir misiniz bilemem. Ve fekat ilaç niyetine diyorum, şifa olsuni yarasın kuzucuklarım! :)))

Pazartesi, Ocak 16, 2006

harflerin karmaşası-1


ANLAMIYORSUNUZ...

Okumak ona hiç bu kadar zor gelmemişti. Tam ondört dakikadır aynı sayfanın, aynı satırının, aynı kelimesindeydi; bir türlü ileri gidemiyordu. Gözlerini ayırmadan -kırptığı bile kuşkuluydu- baktığı harfler bir süre sonra sıkılıp aralarında oyunlar oynamaya, dans etmeye başlamışlardı. O ise gözleri ve beyni o birkaç heceye kilitlenmiş, kımıldamadan duruyordu. Siyah mürekkep, bembeyaz kağıt üzerinde gittikçe koyulaşıyor, gözbebeklerini yakıyordu. Hain bir "a" kendini onun gözüne sokarken, fırsatçı bir "n" de gözlerini oymaya çalışıyordu. Bu sırada "s" onları engellemek için önlerine geçti ama bu ortalığı daha çok karıştırdı. "U" ve "o" da araya girince tam bir kavga koptu ve harfler birbirine girdi. "N", "u"nun saçını çekip "m"ye çelme takarken; "a", "z" ile "r"nin arasında yumruk yiyerek gidip geliyordu. "L" ve "y"den bahsetmeye gerek bile yoktu; birbirlerinin boğazını sıkmakla meşguldüler. Kopan gürültü komşu kelimeleri de rahatsız ediyordu, satırlar şikayetçiydi. En kötüsü de hikayenin isyan etmesiydi; kendini okutmuyordu.

Karmaşanın beşinci, aynı kelimeye göz dikişin ondokuzuncu dakikasında okuyucu dayanamadı. Acı içindeki gözlerine eşlik eden kulaklarını, kitabı kapatan cefakâr elleriyle tıkayarak haykırdı:

"Anlamıyorsunuz!!!..."

FÖŞ'04

Cuma, Ocak 13, 2006

içimden geldi :P


Ayol içimden geldi, öpücem! Neden demeyin, öyle esti işte. Hem size ne, okuyucum diil misiniz? Öperim de döverim de! cık cık cık...

not: yediğim tatlılar beynimde kristalleşmiş olabilir, kendimde diilim pek zannımca :))

Pazartesi, Ocak 09, 2006

iyi bayramlar


Bayramımız hayırlı, kutlu olsun! Lütfen kurban kardeşlerime iyi davranın ;P***

Perşembe, Ocak 05, 2006

bana da birini hatırlatıyor ama...


The more you ignore me
The closer I get
You’re wasting your time
The more you ignore me
The closer I get
You’re wasting your time
I will be In the bar
With my head
On the bar
I am now
A central part Of your mind’s landscape
Whether you care Or do not
Yeah, I’ve made up your mind
The more you ignore me
The closer I get
You’re wasting your time
The more you ignore me
The closer I get
You’re wasting your time
Beware !I bear more grudges
Than lonely high court judges
When you sleep
I will creep
Into your thoughts
Like a bad debt
That you can’t pay
Take the easy way
And give in
Yeah, and let me in
It’s war
It’s war
WarWarWarWa
rOh, let me in
Ah, the closer I get
Ah, you’re asking for it
Ah, the closer I get
Ooh, the closer I ...

moz*tabii ki :P

Çarşamba, Ocak 04, 2006

bugünkü reçete


Bugünkü tarifimizde maalesef bir adet sunum var yarına yetişecek. Ama burayı hemen es geçip ana sıcaklara başlayalım diyorum ben ;)

Başlangıç için Constant Gardener olabilir; Ralph Fiennes'i atlamak olmaa, hem galiba film Oscar adayıymış...

Ara ara bünyeye 7 Numara verilebilir, özellikle strese iyi gelir...

Sonra ardı ardına The Smiths, The Killers, PJ Harvey, Def Lepard ve tabii tatlı niyetine Cure...

En sona da bir fincan kahveyle birlikte Sibel Atasoy'dan Bir Kadını Öldürmek...

Daha ne olsun... E okullar tatil olsun, bi de sınavlar ortadan kalksın... Bu kadar. Dağılabilirsiniz!

:))*

Not: Bu arada yorgunluk ve başağrısı için tavsiye edebileceğiniz bitkiçayı vs. varsa buyrunuz commentinizi eksik etmeyiniz. Bari bi hayrınız dokunsun be, öyle bedavaya okumak yok! :P

Pazar, Ocak 01, 2006

yeni yıla yeni post ve yeni umutlar...


Evet köfte kardeşlerim, yeni yıla girdik, hayırlısıyla yeni postumuzu da atıyoruz. Ve fekat atarken ne yapıyoruuuz? Yeni kararlar alıyor, yeni umutlar bağlıyoruz. Ayrıca daha nice yenilikler diyoruz. Peki nedir nedir? İşte budur...

İyi bir yeniyılınilkgünü geçirmeniz dileğiyle; işte yeniyılınilkgünü yapılacaklar, dinlenecekler ve izlenecekler...

(not: ayıldım ya merak etmeyin :P)

The Chronicles of Narnia; çok şirin bişi, Türk lokumu ve Aslan da harika...

Half Light; başroldeki Demi Moore'a takılmayın, iyi film. Diğer başrol Angus'a da dikkat derim...

Hitchhiker's Guide to the Galaxy; benim gibi bir suluköfte diilseniz hoşunuza gitmeyebilir ama aman ha başyapıt diyeyim ben size...

Kiss kiss Bang bang; fazlaca bir özelliği yok ama iyi bir seyirlik, e tabii Robert Downey Jr. deyince akan sular durmaa mı, duruuuurr...

(ve hâlâ ayılamayanlar için :P)

Erkin Koray_Çöpçüler_Fesüphanallah... Alice Cooper_Love's a loaded gun... Sex Pistols_I Did It My Way... Jimmy Buffet_Lime In The Coconut... Nazan Öncel_Aşıklar Parkı_Erkekler de Yanar... The Killers_Somebody Told Me... Seven Mary Three_Shelf Life... Pilli Bebek_Kedi_Berrak... The Smiths_Girl Friend In a Coma_Every Day Is Like Sunday... İlhan İrem_Anlasana_İşte Hayat... The Beatles_Hard Day's Night... Filter_Jurassitol... Özlem Tekin_Yol_Cinayet... Bush_Bomb... Korn_Sean Olson...

(eğer bundan sonra ayıldınızsa :P)

Alın kardeşim elinize gazetenizi, yapın şöyle bol köpüklü Türk kahvenizi, geçin en rahat koltuğa, yapın sefanızı... Yılın ilk gününü dinlenerek, keyfederek geçirin, zorunuz ne! Tabii fonda yine Müzeyyen Senar'dan_Seni Ben Ellerin Olsun Diye mi Sevdim'i ile... Bir çıtırın dediği gibi; "yeni yılda, yine yılmadan..."

Öpüldünüz canlarım... ;)*