Perşembe, Aralık 31, 2015

Merhaba 2016 ;)

Yeni Yılınız Kutlu Olsun! 

Genelde yeni yıl postu girerken önce eski yılın dedikodusunu yapıp bir hesap defteri çıkarır artı eksi ne varsa ağzıma geleni yazardım buraya, ardından da yeni yıla istek listemi sıralar işin iyice cılkını çıkarırdım. Korkmayın sevgili köftegiller, ne bende liste çıkarıp hesap soracak takat kaldı, ne de dilek dileyecek yüz :P 
Dileyen herkese ne isterse onun gerçek olmasını diliyorum; kendim ve sevdiklerim içinse daha sade bir yaklaşımım var bu sene. Sevdiklerim yanımda, hepimizin de sağlığı yerinde olsun yeni yılda İnşallah; gerisi bir şekilde hallolur Allah'ın izniyle ;)
Öpüyorum!


Cumartesi, Aralık 05, 2015



Ne güzel şarkıymışsın sen. Nasıl da geç keşfetmişim seni. Tüh bana.

Çarşamba, Aralık 02, 2015

Gölge e-Dergi 99. sayıda: Gölge Oyunu 2. Bölüm!

Koskoca bir ay geçti; telaş, üzüntü, rahatlama, yoğunluk derken Gölge e-Dergi 99. sayıya ulaştı. Gelirken yanında Ecel bağlantılı "Gölge Oyunu" isimli öykümün ikinci bölümünü de getirdi. Ayrıca şahane bir kapak ve dopdolu içerik de cabası. Devamı için sonraki sayıyı bekleyiniz ;)

Gölge e-Dergi 99. sayı Aralık 2015

Pazartesi, Kasım 02, 2015

Gölge e-Dergi 98. Sayı'da: Gölge Oyunu 1. Bölüm!

Selam köfteler! Moral bozmak yok, çalışmaya devam ;)

Gölge e-Dergi'nin 98. sayısı yayında. İçinde benim de bir öyküm var; "Gölge Oyunu" üç bölümden oluşuyor, ilk bölüm bu sayının içinde, diğerleri de sırada. Ecel severlere hoş bir sürpriz diyelim, buyurunuz ;)

Gölge e-Dergi 98. Sayı

Cuma, Ekim 30, 2015

Şu hayatta herhangi birine herhangi bir olayda verilebilecek en güzel tepki "Eyvallah" deyip yoluna devam etmek. Valla bak.

Salı, Ekim 27, 2015

Çarşamba, Ekim 14, 2015



Bu ülkede minik kelebek olmak zor. Kelebekleri öldürüyorlar.
Ama buradaki öğretmen gibi olmak da zor. İnsanı delirtiyorlar.

Çarşamba, Ekim 07, 2015


Sonum böyle olacak diye korkmuyor değilim. Gülhane Parkı'nda ceviz ağacı olamadık, bari California'da kaktüs olalım der miyim bir gün acep Recep?!?!!


Pazartesi, Ağustos 17, 2015

not

Çok kısa bişi deyip gidicem, işim gücüm var.
İnsanlar güler yüzüme, nazik sözlerime, cana yakın tavrıma bakıp "teeaaammm yeaaa bunun kafasına sıçılır" diyorlar ama sonra beni gerçekten kızdırdıklarında asıl ağzına sıçılan onlar oluyor ya... hah işte, tam orası, kaşı kaşı!
Yani diyorum ki; içimdeki canavarı uyandırmayın, kendinizi o kedi sandığınız kaplana cırmalatmayın, ağzınıza kürekle vurdurtmayın.
Bence yani...

Salı, Ağustos 11, 2015

Çarşamba, Temmuz 01, 2015

Kayıp Rıhtım Öykü Seçkisi - Dede Korkut ve "Şevval'in On Dokuzu"


Yine milyonlarca yıl ara vermişim gibi yüzsüz yüzsüz geldim post giriyorum sevgili okur ama sor bi neden? Sor nooolur ya! Tamam, doğru düzgün bir cevabım yok, olanı da belki sonra başka bir postta dost muhabbeti arasında anlatırım aramızda kalması şartıyla. Fakat önce şunu şuraya bi bırakıveriim lütfen, sonra ne istersen yap, canımı ye. 
Xasiork/Ölümsüz Öyküler'den sonra ikinci evim olan Kayıp Rıhtım yine şahane bir projeye imza atarak bu ayki öykü seçkisinde Dede Korkut öykülerinin uyarlamalarına yer verdi, büyük nezaket göstererek bir öyküyle benim de katılmama izin verdiler. Üstelik başka bir hayırlı işe de vesile oldular farkında olmayarak, şöyle ki;
İlk romanım ve serinin de birinci kitabı olan Ecel basıldığından beri serideki karakter ve unsurları içinde barındıran ama farklı zaman ve mekanlarda geçen Ecel öyküleri yazmak istiyordum. Bir türlü başlayamamıştım ve cesaret de edemiyordum. Kayıp Rıhtım'dan Hakan bu projeden bahsedince başta aklımda bir şey yoktu; fakat bir anda çakıveren o kıvılcımla bir taşla iki kuş vurabileceğimi düşünerek kolları sıvadım ve ortaya Ecel dünyasında geçen tamamen bağımsız bir öykü çıktı:
Yukarıdaki linkten ulaşıp okuyabileceğiniz hikaye kabul ediyorum ki biraz uzun, fakat Ecel'i ve her zamanki gevezeliğimi göz önünde bulundurunca aslında normal sayılır :P
Öykünün sonundaki notu da paylaşarak şimdilik "pay pay" diyorum, sevgiler muck!
"Dede Korkut’un “Salur Kazan’ın Tutsak Olup Oğlu Uruz’un Çıkarması” isimli hikayesinden esinlenilen bu öykü, “Ecel” isimli kitapta yer alan bazı karakterleri ve unsurları içermekle birlikte, romandan farklı bir zamanda geçen olayları konu edinmektedir. Seriye başlamış olanlar için keyifli bir ara sıcak, henüz okumamış olanlar içinse hoş bir aperatif olmasını diliyorum."


Perşembe, Mayıs 07, 2015

ITEF & FABİSAD - Şehrin Fantastik Sınırları & Şehir Fantazyası


İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali kapsamında 4 Mayıs Pazartesi akşamı Kadıköy KargArt'ta düzenlenen "Şehrin fantastik sınırları: Şehir fantazyası" panelimizin kaydı burada, kaçıranlar ve tekrar izlemek/dinlemek isteyenler için -amma çok konuşmuşum yaaa peh!- :P

Çarşamba, Nisan 29, 2015

Holaaa!

Abuk sabuk girişlerime ve çığırışlarıma şimdiye kadar alışmış olduğunuzu düşünerek hemen konuya giriyorum: Bir sürü şey oldu ve ben bunları buradan anlatmayı, duyurmayı ve tabii ki size sızlanıp dır dır etmeyi unuttum. Unutmadım da üşendim baya. Hem de bayaaaa...

Aslında esas sebebi artık bir instagram hesabımın olması. Eskiden foto dayriler yapardım negzel, şimdi üşengeçlikten instaya foto atıp unutup gidiyorum. Olmaz böyle tabii ama napak hacıt, bize de yazık deel mi? Merak eden olursa ahan da burada dursun: fundaozlemseran

Şimdi gelelim meselelerimize:

İlk romanım Ecel'in devam romanını bitirdim, serinin ikinci kitabının adı şimdilik bende kalsın. Henüz yayın tarihiyle ilgili bir haber ya da gelişme yok ama İnşallah onu da yakında raflarda görürüz. Gerçi ben yine düzenlemeydi, kontroldü derken kafaları yerim. Sorun yok ^.^

Saçlarımı kestirdim baya oldu yine tabii, bu sefer daha değişik, bir de önden iki tutamı her ay değişik renklere boyayıp duruyorum (hayır depresyonda değilim... lan yoksa?!!) Mavi, mor, pembe, sarı derken bir kırmızı ve yeşil kaldı galiba. Gözüm döndü, evet -niaahahahha.

Bitki hastalığı başladı bende, özellikle kaktüs ve sukulent (Türkçesini bilemedim şimdi). Canlı cansız dayanamayıp alıyorum, hayır cansız plastik sorun değil de, canlısını da aldığım zaman yaşatabilsem hiç sorun kalmicak :((

Bu sene leylekler havada ben uçakta. Önce annemle Kıbrıs, sonra etkinlik için Bodrum, en son da kitap fuarı nedeniyle İzmir, oh oh gezelim eğlenelim, hem iş hem alışveriş :P

Bu Pazartesi de (4 Mayıs) ITEF (İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali) kapsamında FABİSAD'ın düzenleyeceği "Şehrin Fantastik Sınırları: Şehir Fantazyası" panelinde Yankı Enki moderatörlüğünde Doğu Yücel, Galip Dursun ve ben konuşmacı olacağız kısmetse. Etkinlik için ITEF'in ricası üzerine bir de tanıtım ve davet videosu çektim şöyle:



Şimdilik böyle işte, yine unuttuğum milyon tane şey vardır muhtemelen ama idare ediverin gayri. Bu da benden not olsun: it's my party, i'll cry if i want to...


Perşembe, Nisan 09, 2015

Mutant Serçe youtube yayını


Yasaklar, erişimsizlikler, kesintiler boktu püsürdü derkeeen (aaa ne dediiii) Bahattin ve Mehmet'in sunduğu, ben ve Serdar'ın konuk olduğu Mutant Serçe yayınımızı dün akşam 21.00-23.30 arasında gerçekleştirdik. Çok keyifli ve güzel bir sohbet oldu; son saatte aramıza Haktan, Kadim ve Orkun da katıldı. Buyurunuz buradan izleyiniz efenim, tabii link yine bi yerlerimize kaçmazsa (aaa ne diyooo) afsdahsdaha

Cumartesi, Nisan 04, 2015

Dikkat! Yine yayın ama bu kez basılı :P

Gün geçmiyor ki -sahiden de geçmedi, daha birkaç saat oldu son postu yazalı- yeni bir haber gelmesin. Meğersem Türkiye Bilişim Derneği - Bilişim Dergisi'nin Ocak sayısında 16. TBD Bilimkurgu Öykü Yarışması'nda ikinci olan öyküm yayınlanmış. Aman efenim ne şeref, ne sevinç! Bu vesileyle öyküyü de görücüye çıkarmış olalım -gerçi atı alan Ankara'ya geçmiş oldu ama olsun :P-
Buyrunuz, buradan okuyunuz: 
Kullanım Kılavuzu

Yayınımız var, yayınız lütfen! afdsagfds

Bu sefer önceden haber veriyorum, gerçi sonrasında da youtube kaydını koyarım yine buraya ama olsun, siz zamanında şeyedin evladım. Sonra sözlü yoklama yapınca ayazda kalmayın :P 

8 Nisan Çarşamba akşamı saat 21.00 gibi youtube'dan yayın yapan Mutant Serçe programında, yazar dostum Serdar Yıldız ile birlikte sevgili Mehmet Berk Yaltırık ve Bahattin Ceyhan'ın konuğu olacağız kısmetse. Yayını program adını youtube'dan aratıp kanalı bularak izleyebilirsiniz, kaydını da sonra buraya bir yere iliştiveririm zaten. Fakat canlı yayın esnasında yorum yapabilir ve hatta yayına katılabilirsiniz, böyle de güzeliz! :D

Not: Güya bi sürü şey anlatıp post yazacaktım, neler neler biriktirmiştim oysa ki de, neyse kısmet değilmiş :'/

Pazartesi, Şubat 23, 2015

Radyodaydık!

Kötü şeylerin üst üste geldiği/getirildiği bir ülkede mutlu olabilmek zor ama sıradan bir pazar sabahını aydınlatan şu yayını buraya bırakayım, belki beraber gülümseriz dedim :) -sesimdeki sevgi dolu TRT spikeri tonunu aldınız di mi:P-

22 Şubat sabahı 10.00-10.30 arası Açık Radyo (94.9) Bir Dolap Kitap programında Yıldıray Karakiya ve Banu Aksoy "Gürültücüler"imizden bahsetti, çok sağolsunlar. Çok keyifli bir yayındı, severek sevinerek dinledik. Hem onlara, hem de kitabın çizeri sevgili Ezgi'ye tekrar teşekkürler


Dinlemek isterseniz podcasti şuracığa koyuyorum ama mutlaka birdolapkitap.com'u da ziyaret edin ;)

Çarşamba, Şubat 04, 2015


Blogu ne kadar boşladığıma dair geyik ve beylik laflar etmiicim sevgili köfteryanlar, siz beni biliyosunuz, ben sizi biliyorum, kısaca hepimiz malımızı biliyoruz, nütfen birbirimizi kandırmayalım ;P
Emoticon koyasım geldi cümlenin sonuna, tam hipster ergen oldum, nolcak bu işler böyle?!!
Neyse, konu: "Bi Robbie Williams vardı noldu yeaa?" diyenlerin ağzına kürekle vurduk mu? Heh tamam, o zaman kızı için yazdığı über tatlı şarkıyı dinleyip çok janti bir şekilde yaşlanan (pardon "yaş alan") her daim evimizin yaramaz çocuu Robbie'yi yukarki klipten izleyebilirsiniz. Özellikle kızına verdiği öğütler (diskolu kısım :P) ve "If they try and hurt you, just let your daddy know." deyişine bayıldım ^.^ (bak yine emoji!!!)
Neyse işte , bu da böyle bi entrimdir. Onca zaman sonra başka şeyler yazacaktım ama unuttum yine. Neyse. Go gentle okur. O kadar da şey yapma yani.