Cuma, Şubat 26, 2010

ben, keyfim ve kahyası

Biz üç kişiyiz; BEN, KEYFİM VE KAHYASI. Önümüze gelene bin tekme atarız, arkamızdan gelene dönüp bakmayız.

Kimse pahalıdan satmasın kendini, biz biliriz herkesin indirimli günlerini. Akşam pazarına kalanları da, ikinci el satanları da tanırız. Kısaca, takmayız. 

Bizi tanıyan bilir, bilen anlar, anlayan susar, anlamayan uzar. Ayık ol panik yapma, rahat ol trip atma, aldırma façanı aşşa. Fazla söze gerek yok, biz böyle mutluyuz ;)

Perşembe, Şubat 25, 2010

sıyrık

Sıtkının sıyrıldığı an sıyırmışlara karışırsın arkadaş, bunu bilir bunu söylerim. Ayrıca tabağın kenarına sıyrılmak kadar kötü şey yoktur hayatta, istenmediğinin beğenilmediğinin resmidir. Resmi makamlarca sıyrık damgası yersin, fişlenirsin ömür billah kurtulamazsın. Sıyrık sıyrık dolanırsın anca...

10 gündür griptim, ondan öncesinde de 1 ömürdür gariptim zaten; ikisi birleşti çok hoş oldu. Tavsiye etmem, şikayet ederim.

Şu Freebird ne efsanevi, ne mucizevi bir şarkıdır arkadaş. Günde 3 öğün tok karna ilaç niyetine, köfte reçetesi...

Grip garip bir biçimde solunum yollarımı tıkayınca -ki doğrudan burun desen ne olur hıyar!- diğer yollarım da tıkandı bir şekilde, yazamadım bir süre. Çok üzüldüm blog, deprasyonlara girdim deplasmanlarda, gol yedim, çıkaramadım, gaz yaptı çok fecii... gark!

For everything there's a season... for Oz...?!?!

Ayrıca şunu keşfettim ki, mütemadiyen sümük üreten hapşıran ve öksüren bir bünyeye Bear Grylls izlemek hiç iyi gelmiyormuş arkadaş. Herif yakalasa benim çıkardıklarımı da yiyecek demek ki diye diye yastıklara yapıştım, mendiller tükettim. Evet, yokluğunda prangalar olmasa da pastiller eskittim. Böyle de iğrencim.

Cuma, Şubat 12, 2010

female of the species

A thousand thundering thrills await me
Facing insurmontable odds gratefully
The female of the species is more deadly than the male

Shock shock horror horror
Shock shock horror
I'll shout myself hoarse for your supernatural force
The female of the species is more deadly than the male

Oh she deals in witchcraft
And one kiss and I'm zapped

Oh How can heaven hold a place for me?
When a girl like you has cast a spell on me
Oh how can heaven hold a place for me?
When a girl like you has cast a spell on me

Frankenstein and Dracula have nothing on you
Jekyll and Hyde join the back of the queue

The female of the species is more deadly than the male

Oh she wants to conquer the world completely
But first she'll conquer me discreetly
The female of the species is more deadly than the male

300. post'umuzun üstüne sifonu çekmişiz maalesef, Space'e ve onların güzelim şarkısı "Female of the Species"ine 301. kısmet oldu. Zaten her şey kader kısmet değil mi ve her şey de "female of the species"in başının altından çıkmıyor mu?

unidentified self-punching organism

Kendimi yumruklamak istiyorum sevgili okur. Hem de öyle böyle değil, bir yakalasam ağzımı burnumu kıracağım keratayım. Üstelik bir de unidentified cibiliyetsiz! Ya bir de, yaptığım şeyi bilsen sevgili okur, sen de yumruklamasan bile gelir yüzüme tükürürsün. Öyle ki, beş yaşında çocuk yapmaz benim yaptığımı. Ama gel gör ki, bu bünye, bu kendini yumruklayası ne idüğü belirsiz organizma, beş yaşındaki bir çocuğun bile zekasına ve sağduyusuna sahip değil! Ayrıca sahiplik ne demek; daha kendine bile mukayyet olamıyor, değil ki başka birine ya da bir şeye sahiplik edecek! İşte böylesi de sinir oluyorum, tiksiniyorum, ıyyyyhhh uyuz oluyorum kendime!!! Yani hata yapılır da, böylesi mi yapılır be kızım? Bu ne ya, öğğğhhh! Olacak iş mi bu şimdi, koskoca kazık kadar hatta eşşek kadar ve hatta kadarını bırak direkt eşşek bir kızsın sen!!! Olur mu yavrum, olur mu canım, olur mu gerizekalıııııııııııııııııııııııııııı???!!!! Neyse artık, olan oldu, İnşallah bundan sonra başka bir şey olmaz da sağ salim yırtarım... of ya!
Tek tesellim ideal boyfriend'imin Dean Winchester çıkması, ki kendisi yanlışlıkla(!!) koskoca apocalypse'i başlatmış birisi; yavuklusu olarak bana yakışan da buydu zaten, başka türlüsü olmazdı, aferin bana!

Salı, Şubat 09, 2010

kış güneşi

Biz daha ilkokuldaydık...
Renkli, kokulu not defterleri biriktirir, bazen de birbirimizle takas ederdik.
Kral TV'nin kral olduğu zamanlardı... 
Top Ten listelerini kaçırmaz, sıradaki şarkı için sıraya girerdik.
 Kış Güneşi en sevdiğimiz şarkıydı.

Artık çok geç yalvarma
Dönüş yok o yıllara
Bil ki sana bu son veda

Damla benim en iyi arkadaşımdı...
Onu çok severdim, başkasıyla kanka olacak diye aklım çıkardı.
Henüz aramıza yıllar, mesafeler girmemişti.
20 yaşımıza çok vardı daha...
Dolayısıyla onun ölümüne de...

Yanlış bahar
Kış güneşi
Yoruldum her bulduğumda
Kaybetmekten seni

İnsan bu kadar genç yaşta bir arkadaşının cenazesine gidince tuhaf oluyor.
Onun gibi birinin artık hayatta olmadığını düşününce...
Hayatıma devam ediyorum elbette ama Damla hep aklımda.
Son beş yıldır ne yapsam,
"Damla bunu yapamıyor, o artık yok" diyorum.
Ne zaman Kış Güneşi'ni duysam içim cız ediyor.

Azar coşar deli gönül
Bu gözler ah neler görür
Hasret bana göre değil
Özlemin içimde
Yine seni büyütür

Onunla ayrı kaldığımız on yılda olduğu gibi, onsuz geçen bu beş yılda da çok şey değişti.
Ben çok değiştim.
Artık ilkokuldaki kız değilim.
Ne Tarkan dinliyorum, ne de kokulu not defterleri biriktiriyorum.
 Daha katı, daha asabi, daha karamsarım.
Daha kapalıyım.
Bakmayın blogda ahkam kestiğime...
İlk en iyi arkadaşıma bu veda yazısını bile ancak beş yıl sonra yazabiliyorum.
Dedim ya, artık her şeyi içimde biriktiriyorum.
Yanlış zamanda yanlış insanlara tutunmanın imkansız olması gibi...

Kıyamete kadar
Kapattım kalbimi

Elveda...

Pazartesi, Şubat 01, 2010

shadowboxer

Görgüsüz müsün kızım, buraya da yemek resmi konur mu? Konur! Maksat yemek yemekse gerisi teferruattır!

Yapılacak işlerden üçünün üstünü neşeyle çiziktirdik, gerisi kaderin cilveli ellerine kalmış sayın seyirciler, sevgili tamaşacılar!

O iki parmak benim, evet; biri serçe, biri yüzük... Yalnız yüzük neden yüzük parmağında değil de serçede, o da bir muamma... ama?

Hayat, pazar sabahı mahmur mahmur yapılan bir kahvaltı gibi olmalı... Uykulu, yumurtalı, yağlı, nutellalı :))

Star Wars fırtınası her Pazar saat 22.00'de cnbc-e'de devam ediyor sevgili izleyenler, heyecanla seyretmeye ve hasretle beklemeye devam ediyoruz, lütfen televizyonlarınızın ayarıyla oynamayınız!

Forgotten Realms olayına dalmış bulunuyorum ve fekat daldım da çıkamıyorum. Drizzt'e bağlanmış durumdayım; elin zenci elfi cücenin kızına hallensin, biz de kendimize vazife çıkaralım, olacak iş mi Allasen sevgili okur?! Ancak o Pikel yok mu o Pikel, Bouldershoulder'ım yeşil sakallım, her eve lazım! :))

Türk Kadın Blog Yazarları: where men can link but can't touch ;))

Shakespeare'in "Taming of the Shrew"una taktım bu ara, ağzımda da "All's well that ends well"... Hayırlısı :P

Deaths of Ian Stone'u izledim dün... Öylesine başlamıştım ama ciddi ciddi hoşuma gitti kerata, tavsiyeler efenim.

"Hamam" Gölge e-dergi'nin Şubat sayısında yayınlandı, "Morg Kaçkını" da Xasiork'un Ölümsüz Öyküler 2009 e-kitap'ında bulunmakta; linkler ise şöyle:

gölge e-dergi şubat sayısı

xasiork ölümsüz öyküler 2009

Gerisi selam sabah ;))