Yine milyonlarca yıl ara vermişim gibi yüzsüz yüzsüz geldim post giriyorum sevgili okur ama sor bi neden? Sor nooolur ya! Tamam, doğru düzgün bir cevabım yok, olanı da belki sonra başka bir postta dost muhabbeti arasında anlatırım aramızda kalması şartıyla. Fakat önce şunu şuraya bi bırakıveriim lütfen, sonra ne istersen yap, canımı ye.
Xasiork/Ölümsüz Öyküler'den sonra ikinci evim olan Kayıp Rıhtım yine şahane bir projeye imza atarak bu ayki öykü seçkisinde Dede Korkut öykülerinin uyarlamalarına yer verdi, büyük nezaket göstererek bir öyküyle benim de katılmama izin verdiler. Üstelik başka bir hayırlı işe de vesile oldular farkında olmayarak, şöyle ki;
İlk romanım ve serinin de birinci kitabı olan Ecel basıldığından beri serideki karakter ve unsurları içinde barındıran ama farklı zaman ve mekanlarda geçen Ecel öyküleri yazmak istiyordum. Bir türlü başlayamamıştım ve cesaret de edemiyordum. Kayıp Rıhtım'dan Hakan bu projeden bahsedince başta aklımda bir şey yoktu; fakat bir anda çakıveren o kıvılcımla bir taşla iki kuş vurabileceğimi düşünerek kolları sıvadım ve ortaya Ecel dünyasında geçen tamamen bağımsız bir öykü çıktı:
Yukarıdaki linkten ulaşıp okuyabileceğiniz hikaye kabul ediyorum ki biraz uzun, fakat Ecel'i ve her zamanki gevezeliğimi göz önünde bulundurunca aslında normal sayılır :P
Öykünün sonundaki notu da paylaşarak şimdilik "pay pay" diyorum, sevgiler muck!
"Dede Korkut’un “Salur Kazan’ın Tutsak Olup Oğlu Uruz’un Çıkarması”
isimli hikayesinden esinlenilen bu öykü, “Ecel” isimli kitapta yer alan
bazı karakterleri ve unsurları içermekle birlikte, romandan farklı bir
zamanda geçen olayları konu edinmektedir. Seriye başlamış olanlar için
keyifli bir ara sıcak, henüz okumamış olanlar içinse hoş bir aperatif
olmasını diliyorum."