Salı, Temmuz 25, 2006
yepisyeni köfte!
Evet anacım; gördüğünüz üzzre blogumuz yenilendi, süslendi püslendi, cici oldu. Eh artık bi iç dizayn lazımdı zaten. Kabul ediyorum, bir yerlerden kopya çektim, komşu bloglardan aşırdım ama olcek o kadar. Hepsini sizin için yaptım canlarım, kendim için bişii istiyosam noliim ayol! Hadi siz blog içi gezintinize devam edin, commentlerinizi eksik etmeyin, ee nasıl buldunuz hadi söyleyin! ;)
Pazar, Temmuz 23, 2006
hasret köfteleri
Ayrılık değil, son hiç değil... Ama merak etmeyin sizi de kendimi de ağlatıp blog ortamlarını kasmiicam; ben hasretimi kenarda köşede tek ayak üstünde (ve gözyaşlarıma eşlik edip akan burnumla beraber) çekerim anacım. Siz yeter ki yol hazırlıklarına başlayın; minibüs tutulsun, yolluklar pişsin, arkamızdan sular dökülsün; istikamet kara kent Ankara! Ya zaten yıllardan beri bir Ankaralı özletiyordu kendini (bkz. Hande zillisi), şimdi bir de Aslıyan köftesi çıktı başımıza. Ama sıkı durun Ankara, Bolu, Abant ve bilimum yolüstü et lokantaları! Yıllar ayıramayacağı gibi yollar da ayıramayacak; artık sadece İstanbul değil, tüm yurt bıkacak bizden niahahahaaaaaa!...
Zırlamayın len!
Not: O Aslıyan'ın başındaki ellerden biri benim; yani mesaj veriyom kızım, elim her zaman üstünde olacak, benden kurtulamayacaksınnn!!! ;)*
Cuma, Temmuz 14, 2006
mezuuun!!!
Evet canlarım; gördüğünüz üzre köfteniz mezun oldu. Tabii yandaki gibi bir sahne yaşanmadı (:PP) ama çok eğlendik, çok duygulandık, pek de bir sulandık. Önce kep töreni, sonra da pek şenlikli mezuniyet balosu derken hem eğlenceden hem de yorgunluktan bitap düştük ama daha bitmediii! Bundan sonra daha bir eğlenip daha bir sulancaz, bizi izlemeye devam edin anacım ;)
Not: Köftenin saçlar gitti, algı da düştü. Yaslardaydım yeni toparlandım. Kökü bendeymiş, pöh! Alacağın olsun Selim abi! :P
Cumartesi, Temmuz 01, 2006
resimsiz :P
Ayol hep göz banyosu yaptıracak değiliz ya! :PP Bu da böyle olsun be yav :)
Hayat enteresan, her zamanki gibi... Tuhaf bir seyirde devam ederken beni de şaşırtmaya devam ediyor. Aman anacım, Allah şaşırtmasın!
Bir de şöyle bir durum var; hayatımda ilk defa ileride ne olacağı hakkında en ufak bir fikrim yok. Yani öyle garip ki; sanki bu yazdan sonra hayat yokmuş gibi... Ağustos, bilemedin en fazla Eylül'den sonrası bir büyük boşluk, adeta kara delik resmen... Ve bendeniz; "fil" in the blanks! Şu an Sheryl Crow "If it makes you happy, it can't be that bad" diyor ama durum Muse'den "Supermassive Black Hole"e daha fazla uyuyor, tabii supermassive olan yine benim...
Yine bir yerlere, bir şeylere, birilerine yetişmem gerektiği hissine kapılıyorum ama aslında yetişmem gereken tek kişi bizzat ben kendimim galiba. Sadece biraz toparlanmam lazım, sanki daha toparlak olabilirmişim gibi! :PP Aaa hakikaten, bu arada ayın 11'indeki mezuniyet için de ufaktan kampa girmem gerek, yoksa o siyah elbisenin içine asla sığamayacağım (yaa entel entel giderken birden sohbet bööyle sığlaşır işte, yüzeysel köfte senii!)
Her zamanki gibi size birkaç gündem maddesi sunmak isterdim canlarım ama şu deli sıcakta valla halim yok. Üstelik yazdığım gündem maddeleri bir bir elimde patlamaya başladı bildiğiniz üzre (bkz. Morrissey'im tatlı aşkım, benim yumuşak tatlım!) Yine de küstüm oynamıyorum diyemeyeceğim; daha yapacak çok işim var. Daha büyücem; "savaşçı" olcem, mezun olcem, yarışmacı olcem, "kardeş kraliçe" olcem, bi de sığdırabilirsem arada yerli turist olcem... Ama bittabii her zaman ve her an sizin biricik "suluköfteniz" olmaya devam ediciim kuzucuklarım ;)
Beni izlemeye devam edin :P*
Hayat enteresan, her zamanki gibi... Tuhaf bir seyirde devam ederken beni de şaşırtmaya devam ediyor. Aman anacım, Allah şaşırtmasın!
Bir de şöyle bir durum var; hayatımda ilk defa ileride ne olacağı hakkında en ufak bir fikrim yok. Yani öyle garip ki; sanki bu yazdan sonra hayat yokmuş gibi... Ağustos, bilemedin en fazla Eylül'den sonrası bir büyük boşluk, adeta kara delik resmen... Ve bendeniz; "fil" in the blanks! Şu an Sheryl Crow "If it makes you happy, it can't be that bad" diyor ama durum Muse'den "Supermassive Black Hole"e daha fazla uyuyor, tabii supermassive olan yine benim...
Yine bir yerlere, bir şeylere, birilerine yetişmem gerektiği hissine kapılıyorum ama aslında yetişmem gereken tek kişi bizzat ben kendimim galiba. Sadece biraz toparlanmam lazım, sanki daha toparlak olabilirmişim gibi! :PP Aaa hakikaten, bu arada ayın 11'indeki mezuniyet için de ufaktan kampa girmem gerek, yoksa o siyah elbisenin içine asla sığamayacağım (yaa entel entel giderken birden sohbet bööyle sığlaşır işte, yüzeysel köfte senii!)
Her zamanki gibi size birkaç gündem maddesi sunmak isterdim canlarım ama şu deli sıcakta valla halim yok. Üstelik yazdığım gündem maddeleri bir bir elimde patlamaya başladı bildiğiniz üzre (bkz. Morrissey'im tatlı aşkım, benim yumuşak tatlım!) Yine de küstüm oynamıyorum diyemeyeceğim; daha yapacak çok işim var. Daha büyücem; "savaşçı" olcem, mezun olcem, yarışmacı olcem, "kardeş kraliçe" olcem, bi de sığdırabilirsem arada yerli turist olcem... Ama bittabii her zaman ve her an sizin biricik "suluköfteniz" olmaya devam ediciim kuzucuklarım ;)
Beni izlemeye devam edin :P*
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)