Salı, Ocak 30, 2007

Depression Vol. 2.0

Yine yeni yeniden...
En derininden depresyonlara gark olmuşken...
En sıfırından dibe vurmuşken...
En cilalısından arabesk parçalarken...
Hazır bu bloglar bu iş için yapılmışken...
Geleyim ben de buraya döküleyim dedim.
Zaten başka kim bilecek ki?
.
Herşey her zaman ama en çok da bugün...
Karanlık, dar, sonuçsuz, anlamsız...
Şarkılar erken biter, filmler gereksiz yere uzar...
Kapağı açılmayan kitaplar yazılmayı bekler...
İnternetin en olmadık zamanda kesilir...
Hani başka zaman olsa he deyip geçeceğin şeyler...
Ama bugün başka türlü koyar sana...
Aslında nedeni başkadır tabii, bambaşka...
.
Biraz kaybolduğundan...
Biraz bulunmak istemediğinden...
Biraz bulunma umudunu yitirdiğinden...
Biraz da yorulduğundan...
Sığınacak, saklanacak delik bulamadığından...
Dağılır gidersin öylece...
Buharlaşmak istersin, hava bile kabul etmez seni yanına.
Yağmur gibi yağamazsın başkaları gibi...
Hep o başkalarıdır zaten, herşeyi bambaşka yapan, bambaşka yaşayan...
Asla ama asla senin gibi olmayan...
Senin de asla olamayacağın gibi.
.
Dağıttıysam kusura bakmayın.
Sabaha temizlikçi gelir temizler nasılsa ortalığı...
Ya da kapıcı gelir akşama, en kötü ihtimalle...
Alır atar çöpleri...
Gerisini de çöpçüler halleder zaten...
Sonrası malum...
Kimse zahmet etmesin.

Perşembe, Ocak 25, 2007

malt malt malt!


Müebbet Muhabbet'in CenkErdem Beyler'inin Cenk'i (Durmazel) meğersem gisli gisli neler yapıyormuş sayın seyirciler! Badluck'tan sonra şimdi de Malt isimli bir grup kurmuş, "Kendi adını taşıyan ilk albüm" adlı bir de albüm çıkarmış, üstelik de gümbür gümbür rock yapıyormuş! Vallahi bayıldım, billahi pek sevdim, şiddetle tavsiye ederim (hani güzellikle anlamazsınız belki diye!)
.
İlk kliplerini "Aşkın gözü" isimli müstesna esere çekmişler, görünce inanamadım, Cenk Bey şarkı söylüyor, üstelik de çok güzel söylüyor! İnanmazsanız heman vereyim linkini açın izleyin anacım:
.
"Aşkın gözü kör olabilir ama inan bana karnı açtır
İyi sindirilmemiş bir aşk üçüncü tekillere muhtaçtır"
.
Daha ne diyiim sayın okur, Allah Cenk Bey'i başımızdan eksik etmesin! ;))
.
Not: Sanki benim Jarvis'le Cenk Bey arasında var bir benzerlik ama hadi hayırlısı :P Öptüm!

Çarşamba, Ocak 24, 2007

Emin Çölaşan'dan...

Ya onlar?.. Onları unutmayın
.
BUGÜN 24 Ocak. Türkiye’ye gelmiş geçmiş en büyük gazeteci olan Uğur Mumcu, 14 yıl önce bugün öldürüldü. Ulusalcı, Atatürkçü, laik, yolsuzlukların ve din tüccarlarının üzerine amansızca giden, hırsızların ipliğini pazara çıkaran, Türk toplumunu her açıdan aydınlatan bir gazeteci idi.
.
Uğur yakın arkadaşımdı. Lise çağlarında mahallede başlayan arkadaşlığımız öldüğü güne kadar sürdü. Bu meslekte bugüne kadar nice Atatürkçü, laik, yurtsever insanın öldürülmesine tanık oldum. Onları hep birlikte toprağa verdik. Abdi İpekçi Milliyet’te genel yayın yönetmenimdi. Beni gazeteciliğe o başlatmıştı. Çetin Emeç hem Milliyet’te, hem Hürriyet’te genel yayın yönetmenimdi. Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı yakın dostum, Necip Hablemitoğlu arkadaşımdı. Hepsi öldürüldü.
.
Hukuk adamı, Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Prof. Dr. Muammer Aksoy, 31 Ocak 1990 günü Hürriyet’te ziyaretime gelmişti. Kendisiyle Atatürkçülük-laiklik üzerine çok uzun bir söyleşi yaptık. Ülkemizin kimlere nasıl teslim olduğunu anlattı. Öğleden sonra yanımdan ayrıldı, öldürüldü. Bana o gün, öldürülmeden az önce kitabını imzalamıştı. Son yazısı oldu!
.
Onlar bu vatanın yurtsever, Atatürkçü evlatlarıydı. Hepsinin acısını bire bir yaşadım. Karanlık güçler onları silahlarla, bombalarla tek tek yok etmeyi başardı. Mumcu, Kışlalı ve Aksoy’un bana imzaladıkları kitapları anı olarak kaldı. Geçen yıl Danıştay baskını... Öldürülen üye Mustafa Yücel Özbilgin. Yaralanan 2. Daire Başkanı ve üyeler... Neyse ki tetikçi bu kez kaçamadı. Fakat yine işin derinine inilmedi. Cinayetlerin çoğunda tetikçiler bile yakalanmadı. (Dink cinayetinde kamera sayesinde ele geçti.) Yakalanmış bile olsalar hangi cinayetin perde arkasına inildi ve karanlık güçler ortaya çıkarıldı?
.
Öldürülen hiçbir Atatürkçü yurtseverin cenazesinde ve öncesinde hiç kimse "Hepimiz Türk’üz" diye slogan atmadı!
.
Bugün 24 Ocak, Uğur Mumcu’nun ölüm yıldönümü. Uğur, Abdi Bey, Çetin Bey, Ahmet Taner, Necip, Muammer Hoca, Özbilgin ve öldürülen bütün yurtsever insanlarımızı burada bir kez daha saygıyla anıyorum. Onları unutmayın, unutturmayın. Hrant Dink için de ayrıca üzüntümü belirtiyor, toprağı bol olsun diyorum.
.
Emin Çölaşan'ın bugünkü Hürriyet yazısı

Perşembe, Ocak 18, 2007

La Grippe

Squirrel Nut Zippers söylüyor (Allah'ım TRT ile büyüdüğüm ne kadar belli oluyor!), tuhaf şeyleri seviyorum.
.
Wilbur kendini öldürmek istedi dün akşam, ben de oturdum izledim. Başaramadı tabii ama iyi de oldu. Ben çok sevdim zira keretayı.
.
Alkım'ı sevdik, seviyoruz ama bir türlü bohçamızı kapıp kaçamadık yanına. Bir gün gidip yerleşeceğim anasını satayım, nedir bu ya!
.
Çikolata aromalı kahve güzel değil; enteresan aslında ikisine de ayrı ayrı can feda ama aynı fincanın içinde "hayır!". Oysa Irish cream harika olmuş 3ü 1 arada, içtikten sonra bile odaya sinip kalan kokusu mest ediyor valla, bravo.
.
Radyo Eksen'e küstüm, ne güzel Moz istemiştim, "The youngest was the most loved"ı kaydedecektim (evet, korsana başladım) ama çalmadılar hainler. Gitti kontörler, gitti dağ gibi şarkı ühhü!
.
Pembe dizi izliyorum. Evet, utanmıyorum; hem izleyip hem de itiraf ediyorum. Ne yapayım, elimde değil. Geçen gece Coupling'deki Susan'ın dediği gibi: "Hormones!"
.
8090. gün olmuş bu arada hahaaaa...
.
Jarvis Cocker'la bitirelim, adını söylemeyi çok seviyorum. Tabii kendisini de :P I just came to tell you that I'm going...

Perşembe, Ocak 11, 2007

zamanyak :P

Size biraz Zamanya'dan bahsetmek istiyorum, Yiğit Kulabaş'ın beni çok etkileyen romanı. Özellikle ikinci bölümü çok hoşuma gitmişti, oradan parça parça bölük pörçük alıntılar yaparak biraz size de tattırmak istedim :)
.
"Özgeçmiş yazmak bana hep garip gelmiştir. Bir ömür boyu yaşadığın onca günü, olayı bir iki sayfaya sığdırabilmek... Zor değil, imkansız bir şey...
..... Bence özgeçmişimi okuyan beni kafasında canlandırabilmeli..... Ama nasıl yazabilirim bunu, nasıl sığdırabilirim bir iki kelimeye?
..... Çayımdan bir yudum daha aldım ve hedefimin ne olduğunu düşünmeye başladım. Amacım çok zengin mi olmaktı? Ya da güzel bir kızla evlenmek, aile kurmak? Yoksa yüksek mevkilerde miydi gözüm? Gerçek cevabın aslında bu kadar yalın olduğunu bulunca şaşırdım: Amacım mutlu olmaktı!
Evet, mutlu olmaktı hedefim. Bunu sağlayabilmek için de ne paraya ne mevkiye ihtiyacım olduğunu o an hissettim. Yapmam gereken zevk almaktı hayattan ve boğaz, çay, takalar, martılar da bu amaca hizmet ediyorlardı.
......
Zamanı ve hayatı seven
Mutlu bir çocukluk geçirmiş (Ailemi çok seviyorum ve onlar da beni seviyor. Ne ben onları üzdüm, ne de onlar beni...)
İstanbul çocuğu (Yani İstanbul'dan ayrı kalamayacak kadar bu şehri seven, İstanbul'da doğan büyüyen, İstanbul'da ölmek isteyen... Anlaşılıyor mu?)
Ağlamaktan korkmayan ama gülmeyi tercih eden
Uyumlu (Güzel ortamların peşinde koşan..... Çirkinliklerden arındırılmış hayali bir dünyayla uyumla dans eden...)
Aşık olmaktan hoşlanan
Sadece mutlu ve huzurlu olmayı hedefleyen
.....
Bu başlıkları okuyan kişi ne kastettiğimi anlarsa beni gerçekten tanıyabilecekti.
Zaten kim olduğumu anlamayacak kişilerin çalıştığı şirketlerin beni ilgilendireceğini zannetmiyorum. Nasıl olsa o kişiler ve şirketler çirkinlikleri ile benim açımdan görülemeyen hayali varlıklara dönüşerek hayatımdan çıkıp gidecekler..."
.
... diye yazmış Yiğit Kulabaş ve okuduğum anda beni benden alıp götürmüş :) Kimbilir belki bu satırları kendime çok yakın bulduğumdan ya da belki "işte ben de böyle olmak istiyorum!" diye düşündüğümden... Ben çok sevdim. Tavsiye ederim, umarım siz de seversiniz "Zamanya"yı...

Pazartesi, Ocak 08, 2007

8080

Bugün dünyadaki 8080. günüm! Üşenmedim hesapladım; tam 8080 gündür yaşıyorum. 8 Ocak 2007... Sadece kayıtlara geçsin dedim, 8080 çok fiyakalı bir rakam oldu di mi ehehe :P Ne diyiim, nice 8080'lere ;)