Pazar, Mayıs 16, 2010

karşının taksisiyim abla

Silkelenin ve kendinize gelin köfteler! Bünyeyi kutlama rehavetine kaptırıp malak gibi yatmak yok. Uzun süredir devam eden arabesk-gotik (o nedir ya!) halet-i ruhiyeyi de silip atıyoruz, tamam mı? Kabul edenler? Etmeyenler? Kabul edilmiştir!

Evin çevresindeki kargaların kocamanlığı ve kurnazlığı beni hayretlere düşürüyor, endişelere gark ediyor (karga karga gark dedi!). Gelip balkon demirlerine kafa atıyor, gaga bileyliyorlar savaşa hazırlanır gibi. Kime girişecekler çok merak ediyorum, onlar gelince içeri kaçıyorum, perde arkasından dikizliyorum ama biliyorum, onlar beni görüyor -kargalar bizi gözetliyor!

Nasıl inat bir bünyem varsa... Sonunda Wayfarer'larıma kavuştum, ki bir süre kendimi tutmak üzere kendimle anlaşmaya varmıştım ama kendi kendimin düşmanı oldum, kendimin arkasından kendi kendime iş çevirdim ve gittim aldım o gözlükleri kendime! 

Düğün dernek olaylarlarına iyice adapte oldum; yani insanın alışmayacağı şey yokmuş şu dünyada. Değil bir dahaki düğünde ne giyip saçımı nasıl yapacağımı düşünmek, kalkıp kendi düğünümü planlamaya falan kadar vardırdım işi. Durum vahim, ilk dansı Rolling Stones'un "Satisfaction"ıyla yapmaya karar verdim, çok fena çok...

Yaklaşan yaz ve tatil sezonuyla birlikte bünyede kilo verme, diyet yapma, spora sarma isteği peydah oldu (evet ben de bir kızım sonuçta, ne var!). Diyetten pek umudum yok, eh spordan da ama her şey beyinde biter diyen doktorlara beynimi aldırsak kaç kilo yapar diye sorasım var. İşe yaramıyor zaten ama hap kadar olduğu gerçeği de göz önüne alınırsa benim bu yaz da kilo vermem zor görünüyor şimdiden!

Acilen bir öykü yazmam lazım. Tamam, o kadar acil değil ama yazmalıyım (bak bak, nasıl birden entel konulara yöneldim!). Üstelik henüz konu seçmedim, kurgu yapmadım. Aklımda bir şeyler var ama aklım karışık zaten, nasıl seçip düzenleyip düşüneceğim bilmiyorum. Bööyle bel bel bakıyorum ekrana, kağıda... Hayırlısı!

Kırmızı papuçlarım var artık, hemi de topuklu (aha yine geldik sığlığa, boy veriyorum!). Üzerlerinde nasıl yürüyeceğimi düşünürken dün gece kendilerini rüyamda ve ayağımda görmemle en güzel hülyalara saldım kendimi. Bir nevi Dorothy oldum, Kansas'a gittim geldim (ben karşının taksisiyim abla!), batının kötü cadısıyla akraba çıktım, el öpüp uyandım. Harçlık olarak iki adet uçan maymun aldım geldim, şimdi balkonda kahvaltı yapıyorlar. Yalnız bizim kodaman kargalar pek pis bakıyorlar, huylanıyorum. Bana huysuz diyenlere duyurulur!

Başka bir arzunuz?

2 yorum:

mrlmrl dedi ki...

Wayfarer'ların ve de kırmızı topukluların hayırlı uğurlu olsun... :) güle güle takasın + tıngırdatasın:*
arzumuz şudur: bundan sonraki ilk buluşmamızda bu dediklerini takıp + giyip de gelmen... .D

foondah dedi ki...

Ahahah sağol meralim :)) wayfarer'lar kolay da, o topukluları nasıl tıngırdatırım, artık onlar mı beni tıngırdatır bilemem :))) öperim