Korktunuz di mi? İtiraf edin. Her sene yeni yılı hem arifesinde, hem de ertesinde postlar ve dostlarla kutlayan köfteye bu yılbaşında ne oldu ??? dı nı nı nıııın !!!
Çok çılgın şeyler oldu blog! Anlatsam inanmazsın ama and verdim n'olur dinle :))
Bak şimdi...
Yeni yılın 3 gün öncesine gidiyoruz... SuluKöfte (o zamanlar 26) sessiz sedasız evcağızında oturmakta. Gayet sakin uysal ve hatta domestik; zira yılbaşından ve yeni yıldan tek beklentisi yılbaşı kurabiyesi pişirip aileyle afiyetle yemek. Hayatındaki tek heyecan da kurabiyelere vereceği şekiller ve katacağı gıda boyaları (Uğur Dündar ve Arena ekibi mutfağı basarsa daha da heyecanlı olabilir tabii ki).
İşte her şey böyle sakin ve normalken bir telefon gelir ve SuluKöfte (hâlâ 26) yeni yıla 2 gün kala sabah körü kalkıp ta 4.Levent'e gider. Kendisiyle hem alakalı, hem de alakasız olan bir iş görüşmesine katılır.
Aynı günün akşamı Kurabiye Canavarları'ndan bir haber gelir, Cumartesi gününe yetiştirilecek acil bir proje vardır ve bu uğurda yeni yıla çalışarak girmeleri gerekmektedir. Köfte'yi alır bir telaş; bir yandan sülale boyu organizasyon, bir yandan kurabiyeler, bir yandan cankurtaran projeler, bir yandan da beklenen iş haberi... dım tıs dım tıs dım tıs!
SuluKöfte (26'nın son demlerinde) yılbaşı sabahı yine erkenden kalkar, annesine yardım eder, kurabiyelerini pişirir, süsler. Sonra düşer yollara, yoldaşlarıyla beraber projede çalışmaya. Akşam tekrar koştur koştur eve varır, herkes onu beklemektedir. Yemek, hediye, yeni yıl telaşının arasına bir de proje yetiştirme telaşı karışır.
Yeni yıla yeni umutlar, uykusuz gözler, karmakarışık bir zihin ve tuhaf bir sırıtışla girer SuluKöfte, artık 27'dir.
Ama çılgınlık ertesi gün de sürecektir.
Yeni yılı çalışarak karşılayan Köfte 4 saatlik uykuyla kalkar, yine düşer yollara, yoldaşlarının yanına çalışmaya. Akşama kadar durmaksızın, uykudan kapanan gözler ve yorgunluktan abuk sabuk gülen suratlarla projeyi bitirip teslim ederler.
Böylece SuluKöfte (27) 3 günde toplam 10 saat uykuyla yeni yıla mahmur bir giriş yapar.
Artık 2011 hepten mahmur mu geçer, yoksa dört başı mamur bir yıl mı olur, orasını bilemeyeceğim. Daha gelmeden tüm planlarımı alt üst etti ve ilk dersini verdi plan yapmamak konusunda. Sonra da "bu sene de gösterip elletmeyecek" tarzında bir çıkarımla moralimi bozdu kısa bir süre ama toparladık o kısmı, güldük üstüne. Bakalım daha neler gösterecek, hayırlısı sevgili blog, izleyelim görelim bakalım...
Bu arada yeni yıla anca girmiş sayıyorum kendimi. Uykumu aldım sonunda ve Oz'un 8. sezonunu bitirdim İnşallah Maşallah hahhahhah hatta hohhohhoh :P