Salı, Mart 19, 2013

Aramayı durdurun! Dünyanın en sevimli adamını bulduk!

Uzun zamandır kendimizi eğitim öğretime verdik asıl meseleyi kaçırdık sayın köftehorlar! Nedir asıl mesele? Olmak ya da olmamak değil elbette; fangirllük! Nicedir fangirl'lük yapmıyordum, meğer hayatımdaki büyük eksiklik buymuş. Ben de diyorum kendimi bi yaşlı hissettim, acep nedendir, eski ergen günlerimi özledim, leleroloyor?! Neyse ki yeni bir kurban buldum da rahatladım :)

ortadaki ortadaki!

İngiliz sit-com'u Black Books'u keşfetmem biraz geç oldu, tabii onunla birlikte şahane ve muhteşem ve harika ve fantastik Dylan Moran'ı da. Fakat ona gelmeden önce bahsetmek istediğim bir şey var, o da İngiliz komedilerinin şahaneliği. İngilizce'yi yeni öğrenmeye başlarken pratik olsun diye BBC'yi izlerdim ve komedi dizilerine bayılırdım, tabii aksanlarından anladığım kadarıyla :) Rik Mayall'lı The Young Ones, French & Saunders, John Cleese'li Fawlty Towers ve Steve Moffat'ın The Coupling'i derken ergen kafamı bir güzel sıyırmıştım zaten. Black Books'u bulunca tam oldum, ergenliğime döndüm ve döner dönmez de Dylan Moran'a tutuldum :))

at kadehi elinden bin parçaya bölünsün!

Black Books'da oynadığı Bernard karakteri zaten şahane ama adamın stand up'larındaki halini görünce -ki o kadar da farklı değil :))- daha bir kanım kaynadı, o ne tatlılıktır, ne şekerliktir, ne şahaneliktir yahu! Deli deli bakan gözleri, şaşkın ördek ifadesi, Robert Smithvari çılgın saçları, daha da çılgın İrlanda aksanı, hatta elinden düşürmediği sigara ve şarabıyla bile alıp evde beslenilesi değil de ne?!!

dünyanın en sevimli herifi
Buraya koymak için fotolarını araştırayım dedim, hangi birini seçeceğimi şaşırdım valla, adam her zaman tatlı ve üstelik de komik, zira (zira?) stand up videolarından da seçip buraya iliştireyim dedim ama sadece birini seçmek haksızlık olur. O yüzden siz en iyisi açın anacım yutubu, yazın dylan moran diye, sonra vurun geyiğin ve sevimliliğin dibine, oh be! :))

koymiicam dedim ama dayanamadım, adamımsın Dylan! :))


Hiç yorum yok: