Salı, Kasım 09, 2010

Manşet: Ya Tutarsa?

Alt Başlık: Değişimi Hissediyorum!

"Hemcinslerimle ilgili yapılan yaygın bir genellemeye daha dahil oldum; mutluyum, gururluyum. Pişman değilim, çıkarsam yine yapacağım!"

Bir süredir yaşadığı kişisel bunalımlar ve sosyolojik buhranlarla gündemi meşgul, kamuoyunu da rahatsız eden Sulu Köfte (26) çarpıcı açıklamalarıyla yine gündemde. Geçtiğimiz haftasonu karıştığı bir takım olaylarla adından söz ettiren Köfte dur durak bilmeyen icraatlarıyla hem görenleri, hem de kendini şaşkına çevirmekten geri durmuyor. İşte Köfte ve kendi ağzından, yaşanan son gelişmeler...

"Aslında her şey gayet normaldi başta. Her zamanki bunalımlar, sıkıntılar falan derken artık bazı şeylerin değişmesi gerektiğine karar verdim. Tabii her bunalımlı bayan gibi değişime saçlarımdan başlamam lazımdı, genelleme icabı. İnsan bir yerde doğduğu cinsiyetin geleneklerine karşı gelemiyor. Neyse... Baktım olacak gibi değil, atladım gittim kuaföre. Bizim Selim Abi sağolsun, naberdi, nasılsındı, hoş beşti derken kendimi kuaför sandalyesinde aynaya bakarken buldum. Tabii hemen çevirdim kafamı, hoş bir manzara değil takdir edersiniz ki. Ama bir yandan da Selim Abi kesiyor saçları, kırt kırt düşüyor bukleler yere. Böyle bir rahatlama, bir hafiflik, efendime söyleyeyim, bir oh çekiyorum saçlarım kesildikçe. Onca ağırlık afedersiniz, eşek gibi taşıyorum ne zamandır. Neyse işte, saçlar kat kat kesildi, oh ne rahat, artık kolay yıkanacak, kolay taranacak, çabuk kuruyacak, zaten kökü bende, falan fıstık derken Selim Abi demesin mi 'Aslında böyle kat kat saça dalga çok yakışır, hem kolay da şekil alır, rahat edersin.' 

Edersin edemezsin derken hooop ben yine kendimi buldum ayna karşısında. Yani zaten ayna karşısındaydım ama bir baktım bu sefer kafamda bigudiler, bilmemneler... Yani gerçekten bilmiyorum da ne olduğunu, Allah sizi inandırsın ama kafama takılmış bir kere. Yani kafama takılan nesnelerin ne olduğu da takılıyor kafama bir yandan ama ses de etmiyorum sonuçta. Bunalım tak etmiş canıma, takdir edersiniz ki, değişime inanmışım bir kere, gözüm kararmış, afedersiniz, kralı gelse tanımam artık o raddede. Neyse... Kafamda bigudiler, Selim Abi de bir yandan döküyor kafama ilacı, döküyor kafama ilacı. Meğer kıvırcıklaştırıcıymış ama nasıl da yakıyor meret, sanırsınız ki Kızılderililer kafa derimi yüzecek de önceden anestezi yapıyorlar. Yani tabii şimdi Kızılderili vatandaşlarımızı da rencide etmek istemem, benimkisi lafın gelişi hani bir yerde onlar da genelleme kurbanı ama hangimiz değiliz ki... Öhhöm... Neyse işte...

Ben zaten kafama ilacı yedikçe bir hoş olmuşum, bir yarım saat bekledikten sonra bunun bir de kalıcılaştırıcısı mı ne varmış, onu da döktüler kafama, ben oldum iyice. Diyorum heyt ulan isterse feriştahı gelsin, ben bu değişime inanıyorum arkadaş! Hissediyorum yani saç diplerimde, 'saç derisi kaynağı burası' diyorum reklam filmindeki Meltem Cumbul gibi. Anlayın artık siz halimi. Neyse... Biraz da o ilacı bekledik, sonra yıkadı Selim Abi saçı ama saç artık eski saç değil, yani hissediyorum değişimi. Aldı, kuruladı, jöleyle bi'şeyler yaptı tabii ben hatırlamıyorum tam olarak oraları, ilaç nasıl etki ettiyse artık. Derken kuruttular saçımı, kurudukça bir yay etkisi de hissetmedim değil tabii, saç zaten kısalmış, afedersiniz, bir de ısıyı yiyince iyice çıktı tepelere kıvır kıvır. Ama sorun değil, dedim ya, gönül vermişim ben bu değişime, vazgeçmem artık. Hoş, vazgeçmeye kalksan ne olacak, olan olmuş bir kere. Neyse...

Saçlar kıvrıldı, jölelendi, kurudu ve ben aynaya bakmaya cesaret edebildim. Önce bir alkış geldi tabii bu cesaretim için. Ardından baktım kuaför ahalisi, annem de dahil, bir sevinç gösterisi içinde. Bir mutluluk, bir taşkınlık, nasıl desem yani böyle garip bir izdiham yaşandı. Halk galeyanda, genç siviller rahatsız, delikanlı taraftar ayağa kalkmış, genç kızlar üstlerini başlarını yırtıyorlar, belediye anons yapıyor, bir tezahürat bir kıyamet görseniz amaaan, hepsi de afedersiniz kıçıkırık bir kıvırcık saç için. Hani sonuç da bir şeye benzese gam yemeyeceğim ama bildiğiniz dalgalı saç işte, perma demeye bile bin şahit lazım. Zaten toplasanız 1000 kişi de yoktu yani o gün orada, olsa olsa 250-300, eh o da şahitten sayılmaz. 

Efendime söyleyeyim, sonra biz eve geldik, babam bir süre kabullenemedi beni, eve almadı falan. Neyse zar zor ikna ettik onu benim hâlâ babamın kızı olduğuma ama bu sefer de alay ve sataşmalardan kurtulamadım. Kıvırcık, bonus, koyun, meee, merinos derken bir sinir bastı beni. Yani nasıl söylesem, artık ortaokulda dalga geçtiğim kıvırcık saçlı arkadaşlarımın mı ahı tuttu nedir, bir tepkisel oldum, ne zaman bu tarz bir lakap duysam irkilir oldum, yani ayrımcılık hakikaten çok fena bi'şeymiş, ilk elden tecrübe ettim, aman evlerden uzak... Allah'tan bizim ev yakın da işte idare ediyoruz... Neyse... Ne diyordum?

Ha, ben öyle kıvır kıvır kıskıvrak birkaç gün geçirdim ama pek de bi'şey anlamadım aslında. Hamam aynı hamam, taslar yeni bir tek. Zaten üç gün sonrasında saçları yıkayınca taslar eskidi, ay aman işte, saçlar da eski haline döndü büyük oranda. Perma terma hak getire... İlacı yediğimizle kaldık, afedersiniz şey gibi ortada. Yani değişim meğişim hikayeymiş arkadaş, saçla bitmiyor iş. Değişim saçta değil baştaymış, bunu gördüm bunu anladım ben ama tabii şey oldu biraz... Yani yine arada tuhaf şekilli dalgalanmalar olmuyor değil ama insan alışıyor zamanla. Bu da bir yerde kader, kısmet. Çok da şey etmemek lazım yani, kurcalamamak... Öyle işte..."


Sözlerini tuhaf bir sessizlikle (awkward silence) tamamlayan Sulu Köfte (yirmi altı) bundan sonraki planlarının ne olduğu sorulduğunda kollarını vücuduna sarıp ileri geri sallanmaya başlayarak değişime hâlâ inandığını mırıldandı ve sonrasında aniden ayağa fırlayıp zafer işareti yaparak asla pişman olmadığını, dışarı çıkınca yine aynısını yapacağını belirtti. Aynısının ne olduğu kafalarda soru işaretleri bırakırken Köfte de kalabalıkta izini kaybettirdi. 

SK Haber Ajansı

2 yorum:

mrlmrl dedi ki...

kıçıkırık kıvırcık saçı bir de görebilseydik! benim de ihtiyacım var böylesi bir değişime galiba?! olmadı usturaya müracat...

foondah dedi ki...

hehe görüşelim hayatım, hatta bayramlaşalım :)) tekrar kıvırcık oldum bu arada ama ne kadar tutar orasını bilemem ve fakat usturadan uzak dur derim aman şeytan doldurur :P olmadı seni de kıvırtırız :D
öperim mucuk mucuk!*