Çarşamba, Ağustos 24, 2011

on yüz bin milyon baloncuk kafası

İşte o kafadan istiyorum ben. Gerçi ben de on yüz binlere geldim ama milyonum eksik, abilerim ablalarım bi el atıverin be hadi be hacı.
Bugün çok önemli gündem maddelerine el atıcaz (evet, içlerinde imla ya da dilbilgisi olmayacak ve evet, taktım el atmaya, var bi sapıklık ama çözemedim) ama korkmayın, madde dediysek uyuşturucu madde ya da kara madde değil. Bildiğin dandirik madde, işporta malı. Maksat çoluğa çocuğa hizmet olsun.
  • Mütemadiyen beni evermeye çalışan insanlar var bu hayatta. Artık gözlerine mi batıyorum oturduğum yerden nedir, devamlı bir "evlen artık, evlendirelim seni, yok mu biri" tarzı geyiklere maruz kalıyorum. Hayır yani, geyik de seven bir insanım bünye olarak ama aynı zamanda da evlenmek istemeyen de bir bünyeye sahibim ya, hassas bu bünye, gelemez evliliklere. Yoksa niye kırayım sizi (ya da kafanızı?), inanın geçinmeye gönlüm olaydı elbet buluridim kör topal birilerini basaridim hökümet nikahını ama işte, kız istemiyor beyler, zorlamanın anlamı yok. Dağılın bence olaysızca.
  • Bunun yanısıra bir de beni işe yerleştirmeye çalışanlar var, İSYM mübarekler. Onlar sayesinde bankacı mı olmadım ben, öğretmen mi olmadım, memuru, işçisi, efendim emeklisi, hatta çocuk bakıcılığına kadar vardı olaylar, hem de olaylar olaylar! Eh onlar da haklı, yazmak çizmek boş iş bunlar, hatta iş bile değil işten değil. Eh madem evlenmiyor da, o zaman koca parası yiyemeyeceğine göre bari kendi parasını kazansın kızan. Ah be güzelim, ah be hayatım ama öyle olmuyor ki o! Dedim sana bünye hassas, kaldı ki alışmadık yerde de köfte durmuyor (ne kadan da terbiyeli hanım kız oldum de mi ben?). Hayır yani bi de gözü parada pulda değil ki bu kızın. Arada iki esvap bi çift papuç alsa yetiyor ona, yok gözü handa hamamda yatta katta arabada. Sizin derdiniz ne anlamadım ki ben, acaba borç para isteyeceksiniz de bende yok diye mi dertleniyorsunuz hani önce bi para kazansın sonra borç isteriz diye, nasıl bi kafa anlamadım ki ben sizi! Gerçi şimdi eğri oturup doğru konuşalım hafızlar, o kadan parayı bulsam ben de sizi tanımam sonuçta, bu da böyle biline!
  •  Son maddeyi bulamadım, bi ihtimal kara delikler yutmuş olabilir. Demek ki derdim bu kadarmış anacım, söyledim rahatladım. Darısı rahatlayamayanların başına. Ha bu arada, her iki maddede de bahsettiğim şahıslar içinde annem ve babam yok, bunlar tamamen benden bağımsız kişiler. Yani demek istediğim anam babam olsa anlayacağım neden beni bu kadar kafaya taktıklarını ama değil işte, neyse... Hadi gidin siz de, Ramazan Ramazan beni daha fazla günaha sokmayın, hadi çocuum! Anangile selam söyle!

1 yorum:

Adsız dedi ki...

öylesine...

hayatta saçma sapan şeylere üzülerek vakit geçirmek yerine dur biraz kendini dinle, geçen zamana hükmedemiyorsan giden yıllar sadece gittiğiyle kalıyorsa ve istesen de sevdiğini döndüremeyeceğin bir yol varsa bu dünyada keyfini çıkar, ezilmeden ezmeden,üzülmeden üzmeden… verileni yaşa ama verilenden öte git, öteleme ama acele de etme… bir gün bir yerde sevdiklerinle karşılaşacağın o güne kadar, beyaz kal, temiz kal, başını yastığa koyduğunda kalbin sana huzur versin, işte o herşeyin sustuğu anda içinde çığlık atmasın vicdan azapları.. hayalkırıklığın mı var? boşver, yeter ki sen hayalkırıklığı olma, bir eylül daha geldi geçiyor, bu eylül farklı olsun istiyorsan kendine yeni bişey kat, kat ki yıllar ne çabuk geçiyor demekten öte gitsin her doğum günün… katacağın en güzel şey de yeni bir dost, he o kadar kolay mı bulunuyor?diyorsun biliyorum.. ben sana dost derken insandan bahsetmedim ki sadece:) huzur kat, neşe kat, gülümseme kat kendine, sana bunlar lazım, bunlar yaraşır…. her kattığın şey seni bir parça daha çoğaltsın, işte böyle olur büyümek dediğin…e o zaman ne diyelim nice sen'lere…

htc "the içliköfte"