Pazartesi, Kasım 28, 2011

Bir başlığım bile yok, anlıyor musun? Hadi gülsene!

Saçma başlıklar sıralamasında listeleri zorladığımın farkındayım ama sizce de çok saçma değil mi Allah aşkına?! Sen aylarca boş boş evde otur, kurabiye pişirip kendini el işine ver, sonra bir gün bir telefon gelsin ve televizyona çık. Medyaya olan inancımı sorguladım yemin ediyorum, ben bile çıktım ya televizyona, anlayın artık nasıl yalan ve saçma bir dünya olduğunu. Ama suçu dünyada aramamak lazım, bende de var bir tuhaflık. Toplumda geçerli olan standartlarda (ki o standartlara pırt yaparım ben!) pek bir şey başarabilmiş bir insan değilim; sigortalı bir işim, eşim, çocuğum, evim, arabam, vesairem yok. Gerçi dikili bir ağacım var, sanırım Kartal Dragos'ta bir ormanda ama konumuz bu değil (konumuz değil ama şair burada halka mesaj veriyor, benim gibi birinin bile ağacı varsa herkes en az bir ağaç dikmeli, Türkiye çöl olmamalı, al işte on numara mesaj ne var?). Fakat toplumdaki standart insanın başına gelmeyen şeyleri yaşayabiliyorum zaman zaman; mesela durup durup kitabım yayınlanabiliyor, yazdıklarım bir yerlerden ödül alabiliyor, imza günü düzenleyip canlı yayına katılabiliyorum, gibi gibi... Yani çok uçuk kaçık şeyler değil elbette ama şöyle bir durum var; ben tam uzun süren hayalkırıklıkları silsilesi sonucu hayallerimden vazgeçmeye karar vermiş ve standartların gerektirdiği gibi bir insan olma yolunda dize gelmişken birden beklenmedik bir şey oluyor. Bir şeyler düzgün (ya da ters?!) gidiyor, bir mucize ya da işaret gibi bir olay oluyor. Sonra bakıyorum ki, aslında bende tuhaf ya da yanlış olan bir şey yok. Başkalarına saçma gelse de benim hayatım böyle ve ben tuhaflıklarımı seviyorum, böyle mutluyum. Ben de böyle bir insanım işte hacı, nabıcan ekmek parası :P 

3 yorum:

mrlmrl dedi ki...

:) Dragos'ta bir dikili agac, villa kadar degerlidir be kofte! Arada bir git sula derim, hem meyve de vermistir belki :D)

foondah dedi ki...

ahaha çatlak :D ama hatırlıyor musun bizim köy hizmetleri'nde vardı öyle bir kampanya öğrenciler ağaç diksin diye, oradan şeetmiştim işte :)

mrlmrl dedi ki...

Evet evet, tahmin ettim zaten o yıllardan kalma olduğunu..."tohumlar fidana, fidanlar ağaca, ağaçlar ormana" :)) dönmeli yurdumda!