Cumartesi, Mart 31, 2012
Cuma, Mart 30, 2012
Perşembe, Mart 29, 2012
git bak bakayım, ben orada mıyım?
Başlığa bakıp uzuuun uzuuun boy boy giydirmeler bekleyenlere gelsin bu şarkı. Sevgiler :))
Çarşamba, Mart 28, 2012
anayım ben!
Bugün çalışma tempom düşük olunca aile içi şiddete sarıldım. Çok şiddetli seviyosam demek ki. Bakın bu da oğlum. Gerçi hangi çılgın bana bitki emanet edecekmiş hala şaşıyorum ama olsun. Anayım ben ana! Saksı değilim ben!
Oğlum Hamdi. Nassı da yağuşukludur anasının kuzusuuuu! Tikenlerine gurban yavrııııım! |
Bu da oğluşumla ben. Aile saadeti ♥ |
Salı, Mart 27, 2012
♥ is-ma-il!
Ya yirim ya! Sen ne kadan da güzel, ne kadan da tatlı, ne kadan da insanın içini sımsıcak yapan bi insansın öyle! Yemin ediyom içim şişti sevgiden sevinçten, ağlayayım mı güleyim mi bilemedim! İsmail Dümbüllü ödülünü de almışsın zaten, kutlamasak mı bunu acaba, şarkı mı armağan etsem gönderme mi yapsam bilemedim. Humorsuz kalma e mi! ^_^
Etiketler:
grup vitamin,
humor,
ismail abi,
leonardo da vinci,
leyla ile mecnun dizi,
mona lisa
Pazartesi, Mart 26, 2012
More köfte is good for your soul...
Pazar, Mart 25, 2012
bahar gelmiş neyime, yaşlandım ben kime ne ?!?
Bu tuhaf başlığı atarken ne düşünüyordum? Birincisi; havalar süper, bahar geldi ve çok mutluyum. İkincisi; haftasonu Boğaz keyfi paha biçilemez, hayat güzel, arkadaşlar güzel, kafalar güzel, dolayısıyla ben de güzelim. Üçüncüsü; güzel olduğum kadar da yaşlıyım, çünkü artık bazı şeylere takatim kalmadı sevgili okur. Eskiden olsa balıklama atlayacağım şeyleri şimdi üç kere düşünüp beş kere karar değiştiriyorum. Ben ki her şeye en önde koşa koşa bayrak sallaya sallaya katılır(d)ım, artık anladım ki bazı şeyleri yapmasam da olur, yani her şeyi de yapmayıvereyim di mi ama? Misal maça gitmek. Daha önce hiç maça gitmedim, o yüzden bu haftaki maça gitme durumu çıkınca lapin gibi atladım. Gerçi gideceğim ilk maçın Fener maçı olması beyin hücrelerim ve Galatasaraylı babam tarafından tuhaf karşılansa da başta bayağı hevesliydim. Hazır stadda kadınlar matinesi de çevrilecekmiş, ooh bundan iyisi Şam'da kayısı dedik yola çıktık. Fakat akşama kadar uykusuzluk ve yorgunluktan, biraz da temiz hava çarpmasından halim kalmadı. Artık bir dahakine diyerek kendimi kitapçıya attım, ki asıl haftasonu planım da buydu zaten. Sonuç? Bahar gelmiş olabilir, içim geçmiş olabilir ama paşa gönlüm ne isterse bu yaşlı bedenin yapacağı da odur. Nokta!
Postumuzun ana fikrini de verdikten sonra şimdi reklamlara geçebiliriz. Çüüüzzzz...
Martısız bir Boğaz düşünülemez, eh kaldı ki martı da boğazına düşkün bir hayvan sonuçta :P |
Boğaz'daki gemilere el sallayıp İsmail Abi'yi andık :D |
Babişler deniz görsün azıcık kih kih kih... |
Peh peh peh ;) |
Vay yavrum bee! |
Etiketler:
all the pretty things,
bahar,
boğaz,
maç,
sulu köfte,
yaşlılık
Cuma, Mart 23, 2012
Bay Kürdan ile Bayan Oje'nin Maceraları
Bugün de yepyeni bir macerayla karşınızdayım sevgili köfteler. Bu köşenin adını "Köfteyle Yepyeni Gariplikler" koymayı planlıyorum. Şu köşeyi kış köşesi, şu köşeyi de yaz köşesi olarak belirledik mi tamamdır. Başlıyorum...
Bu numarayı şuradan öğrendim ve çok hoşuma gitti, hemen kürdanı kapıp uygulamaya koydum. Perfecto! |
Şuradaki gibi yapıp kendi yorumumu ekledim :P |
Ve sonuç! Yalnız o nasıl bir el tutuş şeklidir, tüm tırnakları aynı kareye sokucam diye göbeğim çatladı yemin ediyorum. |
Ama oldu mu? Oldu!
Artık sıcak yataklarınızda rahat rahat uyuyabilirsiniz sevgili köfteler mucuk ;)
Etiketler:
all the pretty things,
kürdan,
nail art,
oje,
sulu köfte,
the beauty department
Perşembe, Mart 22, 2012
Çarşamba, Mart 21, 2012
puff-up my pretties!
Artık tarifsiz pişirmelere de başladım, tam oldum. Ve şunu anladım ki, bir şeyin tadı pişmeden önce güzelse tamamdır o, pişince de harika olacaktır.
Bon appetit!
Bon appetit!
Etiketler:
all the pretty things,
bon appetit,
cupcake,
love,
sulu köfte
Salı, Mart 20, 2012
post-monday post
Life happens...
İşaretlere inanan, sonra da inandığı işaretlerden bir halt çıkmayınca küfreden bir insan olarak ne düşüneceğimi şaşırdım sevgili okur. Evet sen okur, beni okuduğunu biliyorum. Boşuna "kitap okuyom ben ya" numaralarına yatma, şunca hukukumuz var, birbirimizi kandırmayalım rica ediciim. Konuya dön-elim.
Üzerinde çalıştığım proje için bir materyale ihtiyacım vardı. (Uuubeybi güzel bir hareketlenme oldu bende, nasıl bir cümledir bu, ne çok şey vaadettim iki dakkada gördün mü okur? Hem bir proje üzerinde çalışıyorum, hem de materyale ihtiyaç duyuyorum, vay anasını! Heyecana gel, boşuna okutmuyoruz herhalde seni.)
Pek umudum olmamasına rağmen ufak bir semt turu yaparak araştırdım. Tam aradığımı bulduğumu sanırken bir de ne göreyim? (end dı heyecan continyuus nı nı nııın!)
Aradığım şey bir serinin ikinci parçası; fakat mevcut bulunanlar 1-3-4-5 nolu parçalar. Hatta 1'den iki tane, 3'ten dört tane, 4'ten de ikişer tane var ama benim ihtiyacım olan 2 yok! Yok yok yok! Anlıyor musun okur? Beni anlayabilir misin 2'nin yokluğunda? Anlayamazsın, o yüzden bi yürü git Allah'ını seversen.
Evren bana ne tür bir mesaj vermek istedi bugün bilemiyorum ama tam ben de ona bir cevap vermeye hazırlanırken post-ergen bir kız yaklaştı yanıma. "Şu kitabı okudunuz mu? Çogzel..." diyerek bir kitap uzattı bana. Okumadığımı söyleyip susunca da "Kusura bakmayın, ben böyle kitap tavsiye ederim de..." dedi. Aslında "Çok yalnızım ulan!" demiş de olabilir tabii, insanlık hali. Bense "Yoo..." dedim sadece, aslında "Bense hem ilgisizim, hem de kalabalık. Nasıl yapalım?" demiş oldum. Post-ergen de mesajı almış olacak ki bir "iyi günler" ile uzaklaştı yanımdan.
Yaa okur, bu da böyle bir anımdır işte. Bir gün de böyle geçti dostum. Yeah man... Life, it happens... Ulan o değil de 2'yi nasıl bulacağım ben ya? Üff... Sen de hiç yardımcı olmuyorsun ama, varsa yoksa ekran karşısında otur kıç büyüt! Bugüne bugün bir hayrını görmüş, bir bardak suyunu içmiş değiliz okur, boşuna mı okutuyoruz acaba seni? Buradan alıp kaportacı bloguna çırak mı verelim illa, hı?! Cevap verme bana! Al bunu da yürü gözüm görmesin püüü...
Pazartesi, Mart 19, 2012
Cumartesi, Mart 17, 2012
haftanın sonu - baharın başı
Tuhaf ama gerçek. Fotoğrafın orijinal hali bu.
Nasıl oldu bilmiyorum ama makine aynen böyle çekmiş.
Bir gün uyanıp kendimi Alacakaranlık Kuşağı'nda bulursam hiç şaşırmayacağım.
Ama siz yine de her ihtimale karşı beni izlemeye devam edin anacıım.
Çüüüsss... ;*
Nasıl oldu bilmiyorum ama makine aynen böyle çekmiş.
Bir gün uyanıp kendimi Alacakaranlık Kuşağı'nda bulursam hiç şaşırmayacağım.
Ama siz yine de her ihtimale karşı beni izlemeye devam edin anacıım.
Çüüüsss... ;*
Etiketler:
alacakaranlık kuşağı,
bahar,
camera,
hafta sonu,
sulu köfte,
twilight zone,
weirdo
Cuma, Mart 16, 2012
what sorcery is this?!
Reveal yourself, tiny songstress!
:)))
Etiketler:
cinema,
dark shadows,
johnny depp,
tim burton,
tiny songstress,
trailer,
vampire movies
Salı, Mart 13, 2012
foto dayri
Memlekette bu kadar saçma salak olay olurken mevcut bulunan yarım aklımı da muhafaza etmemi beklemiyordunuz herhalde. Sivas katliamı zamanaşımı, 4+4+4 eğitim komisyonu, hükümet ve RTE'nin saçmalıkları rezaletleri pişkinlikleri derken Şener ve Şık'ın tahliyesine mi sevinelim, onca zaman boşuna yattılar içeride ona mı üzülelim falan fıstık diyene kadaaar zaten fındık beyinliydim, onu da yedim tam oldu. Çok da güzel oldu, iyi oldu, taam mı?
Madem öyle, ben de dünyanın en güzel, en demokratik, en refah, en barışçıl ve en sorunsuz memleketinde yaşıyormuş gibi yapar, günümü gün eder, üzerine de post yazarım arkadaş dedim kendi kendime. Niye, hepimiz öyle yapmıyor muyuz zaten?
Alın o zaman...
Madem öyle, ben de dünyanın en güzel, en demokratik, en refah, en barışçıl ve en sorunsuz memleketinde yaşıyormuş gibi yapar, günümü gün eder, üzerine de post yazarım arkadaş dedim kendi kendime. Niye, hepimiz öyle yapmıyor muyuz zaten?
Alın o zaman...
Editörden notlar... |
Birkaç tel, biraz silikon ve bolca can sıkıntısı... Viola! |
Gün bugündür! |
Etiketler:
cheesecake,
crafts,
crazy ideas,
DIY,
fal,
günlük,
ilham perisi,
memleket meselesi,
pizza,
sulu köfte,
tiramisu,
writing,
yalan dünya,
yüzük
Pazar, Mart 04, 2012
Sunny Day!
Pazar Pazar Köfteler Azar :P
Bugün hava çok güzeldi, fırladık çıktık sokaklara sahillere... |
Kuşlaaaar! :)) |
Belediyeden mesaj var. Yalnız kimse kalmasın! :P |
Çılgınlık her yerde... |
İnanılmaz ama denize giren bir kadın bile vardı. Uuubeybi! |
Kisses! ♥
Etiketler:
all the pretty things,
pazar pazar,
sulu köfte,
sunday bloody sunday
Perşembe, Mart 01, 2012
DIY bir nedir?
DIY insanın kendine yakışanı giymesidir demeyeceğim elbette ki. DIY tam tamına Fırat'ın dediği şeydir. Nokta.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)