Demin şöyle bir dönüp baktım da, uzun zamandır hep fotolu konulu postlar girmişim (konulu post nedir köfte ya amaaan!). Öylesine, durup dururken, içimi döktüğüm, kafa göz daldığım postlar nerede ey okur, sorarım sana! Eh dolayısıyla sen de dönüp bana soracaksın, o yüzden hemen cevap veriyorum: burada vatandaş, burada! Koooş!
Heh geldin mi canım? Hemen başlıyorum o zaman. Şimdi benim bir karşı komşum var. Benim odamın balkonuyla onların mutfağı karşı karşıya ve arada bir adam atmalık mesafe var. Ve kadın manyak. Kendi çocuğuna beddua okuyabilen bir bünyeden bahsediyoruz. Ve kadın manyak. Sabah akşam ciyak ciyak bağırıyor. Ve kadın manyak, söylemiş miydim? Hah işte, ben kendisini o bir adam atmalık mesafeden atmak istiyorum. Nasıl yapsak?
Malum tatilden döndüm. Ama bunu ancak aradan günler geçip de derilerim soyulmaya başlayınca anladım sevgili okur. Böyle de algısı açık, zehir gibi bir bloggerım anlayacağın. Anladın mı? Tamam, o zaman hemen konu değiştiriyorum. Hani kızlar erkeklerin asılmasından rahatsız olur ya (tamam bazı kızlar, bazı erkekler ve bazı zamanlar), daha fenası varmış: bir kızın asılması. Hani erkekler hayırdan anlamıyor diye yakınırız ya, hah bacım asıl kızlar anlamıyormuş. Bak bacım dedim, anladın sen onu...
Hoop değiştir! Tatildeyken iki şey oldu. Babamın benim mesleğim olmadığını sandığını, dolayısıyla insanlara da işsiz olduğumu söylediğini fark ettim. Tamam işsizim hamdolsun ama bir mesleğim de var hani. Gerçi ben "mesleeem" demeyi tercih ediyorum ama olsun, var ya çok şükür, o da bir şey. Sonracığıma, günlerden bir gün çok sevdiğimiz ve ailecek haşır neşir olduğumuz bir kuruma birtakım sıkıntılarımızı anlatacağımız bir dilekçemsi yazmamız icap oldu. Eh ailenizin yazarı olarak bu görev elbette ki bendenize düştü. Zaten denize düşen yılana sarılır diyerekten ben de kaleme sarıldım ve döşedim en kalbi duygularımızı. İşte babam o dilekçeyi okuduktan sonra bana döndü ve "İşte şimdi inandım senin yazar olduğuna," dedi. Elimi böğrüme götürdüm, "Babamsın," dedim.
Bu da böyle bir anımdır sevgili okur. Şimdi kapı çalıyor, koşup açmam lazım. Zaten ocakta da yemeğim vardı. Hadi kal sağlıcaklan...
2 yorum:
sana işsiz denildiğini duymak beni üzmüştü ki babişkonun en son da işte şimdi inandım yazar olduğuna demesi ile kocaman bir gülümseme belirdi... Dilekceyi de bizimle paylaşsana cancağazım vallahi merak uyandırdı. neler neler döktürdün acebaa... Şaka bir yana dilekçeye konu olan durum inşallah ciddi değildir ...
Sulu sulu selamlar gönderiyorum size sayın yazar...
eyvallah hafız :)
Yorum Gönder