Cuma, Ekim 27, 2006

SuluKöfte SiyahKahve'de


Ey ulu Kafeinin güzide bağımlıları! Ya da sadece Köftenin tiryakileri! ;PP

Canınız, kanınız, biricik SuluKöfteniz'in güzide öyküleri, dehşet hikayeleri artık SiyahKahve adlı edebiyat sitesinde! Hayırlı, uğurlu olsun; okuyanı bol olsun! :))

Açılışı "Mimik Avcısı" ile yaptım, ilerleyen günlerde umarım öteki hikayelerim de yer bulacaktır. Siz iyisi mi kahve tiryakisi olmaya devam edin; SiyahKahve 'yi ziyaret etmeyi, aman ha Kahvüst 'e de uğramayı ihmal etmeyin. Benim olduğu kadar arkadaşlarımın da hikayeleriyle iyi vakit geçirin. Ne demişler; bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır ama siz sakın arayı uzatmayın ;)

Ayrıca link "Bağım Bağım Bağlanın E Mi!" adlı güzide bölüme de konmuştur :)

Not: Resim başka bir siteden araktır :)) Reklamını yapmanın alemi yoktur :PP

Perşembe, Ekim 26, 2006

think before you act!


Sevgili kuzucuklarım, sayın zıpzıplarım! Malum bayram bitti, tatil kısa sürdü, köfteniz göreve geri döndü. Rehaveti üstümüzden atıp kasveti geri çağıralım ne dersiniz? Hani negatif bi insanmışız ya! :PP

Bugünkü gündem maddesi sevgili Güzin Abla'nın köşesinden... Benim de birkaç gün önce duyup dehşete düştüğüm bir konu; üstelik kimseciklerin haberi yok, daha doğrusu kimseciklerden saklanan, yine samanaltı edilen bir konu... Buyrun burdan yakın...


"Efendim, her fırsatta ahlaktan, faziletten, ailenin kutsallığından, ahlaki değerlerimizden söz etmekte olan hükümetimizin sayın AKP’li üyelerinden bir bölümü yeni bir yasa tasarısını gündeme getiriyorlar.

Tasarıda eğer kabul edilirse, bundan böyle "cinsel taciz, 18 yaşından küçüklere yönelik ırza geçme, bu çocuklarla cinsel ilişki kurma, imam nikahıyla birden fazla evlenme, zorla çocuk düşürtme" gibi suçlar ve daha bir çok akıl almaz suç, suç olmaktan çıkarılacak. Yani isteyen istediğine tecavüz edebilecek, sokakta yürüyen bir küçük kızı kaçırıp cinsel ilişki kurulabilecek, isteyen erkek istediği kadar kadınla imam nikahıyla evlilik yapabilecek. Kadınların da gıkı bile çıkamayacak.

Düşünebiliyor musunuz? Ve bunu, kadınları, kızları ahlaki açıdan korumaya almakla övünen, namus kavramını her şeyin üstünde tuttuğunu ileri süren bir partinin üyeleri meclise sunuyor, yasallaşmasını istiyorlar. "

Bilenler bilmeyenlere, duyanlar duymayanlara anlatsın. Bu saçmalıklara artık bir dur diyelim. Tabii işinize gelirse...

Pazartesi, Ekim 23, 2006

İyi Bayramlar

Herkesin mübarek Ramazan Bayramı kutlu olsun... Geçen bayram da olduğu gibi bu bayramı da "işte efenim, şekeriniz bol olsun, cepleriniz harçlıkla dolsun bıdır bıdır" cinsinden türlü sululuklarla geçirmeyi dilerdim -ki bir yanım hala acayip sulanmakta :P- Lakin uzun zamandır içimde birikenler ve özellikle son günlerdeki gerginlikler nedeniyle içim el vermiyor kakarakikiri yapmaya... Bir millet çürüyüp gidiyor, halk burnunun dibindekileri göremiyor, görenler susuyor, meydan çapulculara satılmışlara kalıyor, gençtir diye umutla baktıklarımız salaklıklarıyla hayrete düşürüyor... Evet, bunlar da oluyor... Hem de daha neler neler oluyor... Biraz suya sabuna dokunan bir yazı hazırlayacaktım ama bayram telaşına denk geldi. Umarım en kısa zamanda toparlarım birşeyler. Şimdilik yine hep o bildiğiniz köfte gibi yapıp bayramda eve gelen misafir çocukların beni nasıl uğraştırdıklarından, şebek ettiklerinden -daha şebek olabilir miyim konulu panel bkz. geçmiş bayramlar :P- ve benim girdiğim tatlı ve yaprak sarma krizlerinden bahsedeyim... Aaa durun biraz, bahsettim bile -bkz. umutlar ölür ama sululuk asla! :))- Tamam tamam, ağlaşmayın, fazla canınızı yakmayacağım, mide fesadı geçirmeden sizleri salacağım... Aaa durun biraz, saldım bile! ;))

Öpüldünüzzz...

Çarşamba, Ekim 11, 2006

yeni bölüm

Yeni yine yeniden... Eğer blog'u iyi takip eden akıllı ve de sağlıklı kitledenseniz şu soldaki sidebar'da meydana gelen değişiklikleri de ben söylemeden-sormadan bilecek şanslı azınlıktansınız demektir yavrucuklarım ;) O yüzden bu duyuruyu kaale almayabilirsiniz -- yok ya! hele bi kaale almayın bakın noluyo! ben onu sizi denemek için söledim bi kere niahahah kananlar ayağa kalksın ceza vercem :PP-- Neyse efenim, işte son yenilik; hani ben deviantart'ist oldum ya -- iyi halt ettim-- onun içindir ki bi kıyak yapıp reklama gireyim dedim. Bakın şimdi; sola gidin, gidin gidin iyice gidin yanaşın sidebar'a. Sonra aşağı doğru inmeye başlayın, mouse'unuz kayıp gitsin ipek gibi --hahayt!-- işte orada; hakkımda'dan, veni vidi'den, bağım bağım'lardan --ki orada da bir adet DA linki var bana ait, her taşın altından çıkıyom şerefsizim :PP-- geçmişlerden, mazilerden soora bi "bişii mi demiştin" köşesi görceksiniz. Hah işte onu geçince, bakkaldan sonraki ilk sokakta solda göreceksini DeviantArt bölümünü... Orada DA'deki en yeni sanat eserlerini bulabilir, alttaki linkten de bana, biricik suluköftenize, DA'de ulaşabilirsiniz. Gönül isterdi ki buraya paste edilen işler benimkiler olsun ama öylesi sadece subscriber'lara mahsusmuş --onlar kim demeyin, valla ben de bilmiyom ama bi elime geçirirsem çekecekleri var!-- O yüzdendir ki kuzucuklarım, bi zahmet linke tıklayacaksınız, en yeni ve en cici sululuklara maruz kalacaksınız. Duyuruma burada son verirken hepinizi gözlerinizden öper, esenlikler diler, nice postlarda biraraya gelmek üzere arkanızdan tas tas sular dökerim ;PPP

Cuma, Ekim 06, 2006

deviantart olayı

Flaş Flaş Flaş!!!

Arkadaşlar bugün itibariyle ben de bir DeviantArt'ist (:P) olmuş bulunuyorum, duyduk duymadık demeyin, ziyaret edin beklemeyin, commentlerinizden mahrum etmeyin ;)

http://sulukofte.deviantart.com/ nam-ı diğer; SuluKöfte'nin DeviantArt olayı!

Perşembe, Ekim 05, 2006

lunapark çocukları

Dönme dolabın döndürüp de dolaplar çeviren büyüsüne kapılıp öylece bakakalmıştım; kafam yukarda, gözlerim korku dolu... Asla ama asla cesaret edememiştim binmeye o döndürüşlü ve de gösterişli dolaba.
Ama balerina her zaman dostum olmuştu benim; sevdiğim, özendiğim ve özlediğim... Yıllar boyu "Baba beni zeynebe götüüür!" diye yalvarmamış mıydım zaten? Zeynep Koşuyolu'ndaki lunaparkta sahne alan(!) oturgaçlı dansçı (!!), babamsa biricik kızının bu arzusunu yerine getirmeyi görev bilen sevgi dolu adam...


Fakat yine de en çok sevilen, en çok güvenilen ve de en çok ziyaret edilen hep atlı karınca olmuştur. Beyaz atlı prensin, prensini çifte atarak bertaraf eden yaramaz atı tamam da, o karıncayı hiçbir zaman anlayamamıştım. Haniydi, neredeydi o karıncalar? Çok küçük oldukları için mi göremiyordum, yoksa ben mi çok küçüktüm göremeyecek kadar?!


Yine de hala göremediğime göre o karıncaları, hala rüyalarımda sayıkladığım için lunaparkı... Hala biraz küçük sayılmaz mıyım ben de???
;P