Dönme dolabın döndürüp de dolaplar çeviren büyüsüne kapılıp öylece bakakalmıştım; kafam yukarda, gözlerim korku dolu... Asla ama asla cesaret edememiştim binmeye o döndürüşlü ve de gösterişli dolaba.
Ama balerina her zaman dostum olmuştu benim; sevdiğim, özendiğim ve özlediğim... Yıllar boyu "Baba beni zeynebe götüüür!" diye yalvarmamış mıydım zaten? Zeynep Koşuyolu'ndaki lunaparkta sahne alan(!) oturgaçlı dansçı (!!), babamsa biricik kızının bu arzusunu yerine getirmeyi görev bilen sevgi dolu adam...
Fakat yine de en çok sevilen, en çok güvenilen ve de en çok ziyaret edilen hep atlı karınca olmuştur. Beyaz atlı prensin, prensini çifte atarak bertaraf eden yaramaz atı tamam da, o karıncayı hiçbir zaman anlayamamıştım. Haniydi, neredeydi o karıncalar? Çok küçük oldukları için mi göremiyordum, yoksa ben mi çok küçüktüm göremeyecek kadar?!
Yine de hala göremediğime göre o karıncaları, hala rüyalarımda sayıkladığım için lunaparkı... Hala biraz küçük sayılmaz mıyım ben de???
;P
2 yorum:
ortadaki resimde balerinanın arkasında "aslı" yazıyor sanki, hoş bir tesadüf sankim ;))
eveeeeet nunapayka gideliiiimmmmmmm hehehe ama bu defa gondol mondol yakınından geçmem valla :P
Yorum Gönder