Çarşamba, Aralık 21, 2011
diyır piipıl
Aslında açıklama yapmak adetim değildir. Fakat son postumdan sonra durup düşündüm, ki bu da adetim değildir. Yani durmak tamam da, düşünmek ne allasen? Neyse, oldu bi kere işte, üstelemedim. Ve bir de baktım ki, plaza insanlarına çok yüklenmişim gibi olmuş. Elbette yazarken tamamen kendimi onların yerine koyup şeetmiştim ama nasıl koyduysam artık... Sanki yaralarına tuz basarmışım gibi olmuş, halbuki yok öyle bir niyetim. Kendi yaram dururken niye başkasınınkine tuz basayım Allah aşkına, kendine müslüman bir insanım en nihayetinde. İstemeden yediysem bir halt demek ki... Neyse işte, kendimi affettireyim diyerekten aslında ne hayvan bi insan olduğumu, nasıl mal bir hayat sürdüğümü anlatayım, diyır dayri tri yapayım dedim. Ama yazacağım postu düşünürken öyle ağır bir depresyona girdim ki, anlatamam okur. Meğer ben ne işsiz güçsüz, ne işe yaramaz, ne gereksiz bir insan evladıymışım. Bak insan evladı dedim yine, insaflıyım da aynı zamanda. Ama hayatında doğru düzgün hiçbir başarı elde edememiş, kimseye yararı dokunmayan, sadece saçma sapan şeylerle uğraşıp saçma sapan laflar eden birinin hayatındaki bir günü nasıl geçirdiğini de okumak istemezsiniz diye düşündüm. Yani belki istersiniz ama sonunda ağlarsınız bak karışmam. Ben şahsen ağladım, ki çok da sulugöz bir insan sayılmam. Ha belki de ağlanacak halime gülmeyi de seçebilirdiniz tabii ama iş işten geçtiyse demek ki... N'apalım, bununla yetineceksiniz hacılar. Şimdi dağılabilirsiniz.
Etiketler:
drama,
ergen,
eşek,
hayatın anlamı,
itiraf,
sulu köfte,
yalan dünya
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder