Son zamanlarda yaşadığım hüsran, sıkıntı ve beceriksizlik hissi üzerine (hııı writers block oldum ay çok fenayım çok zor bu entel hastalıkları ayol), bir de Nick Cave'in şehir efsanesini ( bkz. Nick Cave Mtv adaylığını neden ve nasıl reddetmiş) okuyunca aldı beni bir düşünce. Malum kendi şahsi ve de resmi ilham perimle olan ilişkim biraz ikircikli bu aralar (uuu beybi ikircikli dedim bir kımıldanma oldu bende) ama zaten ikirciksiz olanından tırsacaksın.
Mesela ne demiş Nick abi:
"Benim ilham perimle olan harika ilişkim çok narin. Ben, onun kırılgan
doğasını rahatsız edebilecek, onu incitebileceğini düşündüğüm bu tip
etkilerden korumakla görevli olduğuma inanıyorum. Bana ödül olarak şarkılarla gelen ilham perime karşı tüm
sorumluluklarımı saygı ile yerine getiriyorum. Bu durumda onu rekabete
sürüklemek oldukça kırıcı olacaktır. Benim ilham perim bir at değil,
ben de at yarışçısı değilim. Dolayısıyla bu kesik kafalarla dolu salonda,
ışıltılı ödüller için onu koşturmayacağım. İlham perim yok olabilir,
beni tamamen terkedebilir!"
Çok güzel söylemiş, kral adam zati... de. Benim ilham perim böyle değil mesela. Benimki ne narin, ne de kırılgan; kodum mu oturtan cinsinden. Ha bir at değil elbet ama öküzün önde gideni. Çünkü benim ilham perim bir erkek. Stephen King'in perisi gibi ters herifin teki üstelik. Böyle ukala, lanet, huysuz. Biraz Dr. House'u andırıyor aslında; kirli sakallı, asık suratlı, geçimsiz. Bana her zaman ne kadar beceriksiz, yeteneksiz ve de işe yaramaz olduğumu hatırlatıp bununla eğleniyor. Tüm işi bana yaptırıyor, sonra da karşıma geçip benimle alay ediyor. Hiçbir yaptığımı beğenmiyor. Ben amelelik yaparken o ayaklarını uzatıp sigarasını tüttürüyor ve üstelik de kokuyor! Bu kadarla kalsa yine iyi, içki de içiyor ve sarhoş olduğu zaman sapıtıp bana asılmaya başlıyor. Ben ona işle aşkı birbirine karıştırmadığımı söyleyip geri çevirdiğimde ise "Hadi lan ordan, bari işin de bi boka benzese!" deyip kahkahalar atıyor. Gördüğünüz gibi gayet acımasız ve benim acı çekmemden de zevk alıyor. Fakat ne yaparsınız ki, böyle kıza böyle ilham perisi. Bir yerde hak ettiğim muameleyi görüyorum; çünkü ancak böyle yazabileceğimi biliyorum. Eğer narin, kırılgan, nazik bir perim olsaydı bu sefer ben onu döver öldürürdüm, sonra al başına belayı. O yüzden böyle iyi anacım, ayıdır uyudur ama ne de olsa ilhamımdır, bir şey diyemem. Şimdi onu böyle ifşa ettim diye ağzıma sıçacak biliyorum ama en azından belki bir uğrar da o nemrut yüzünü görürüm. Hem belki gelirken birkaç fikir de getirir yanında, ha? Olmaz mı Gregorim? ♥
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder