Pazar, Haziran 17, 2012

giderim buralardan

Hazır izleyici sayım 1 eksilerek 27'ye düşmüşken (hayır yani kim olduğunu da bulamadım o 1 kişinin, bulsam neden takip etmeyi bıraktığını da soracağım ama neyse!) yine abidik gubidik postlarımıza devam edebiliriz sevgili köfteler. Bakın o kadan entel dantel postlar yaptım; yok efendim kitaplar, etkinlikler, hikayeler falan fıstık ama n'oldu? Hangi biriniz açıp da okudunuz ya da yorum yaptınız? Nada. O vakit hiiiiç kendimi kasmıyorum, hazır alıp başımı da gitmişken aynen o başın dikine gitmeye devam ediyorum. Bıyrın bakalım.


Şunu anladım ki, cinsiyetler arası farklılıklar en çok bavul toplarken kendini belli ediyor. Ne alacağım, ne koyacağım derken kafaları yedim yine, bavullara çantalara sığamadım. Ne o, kafa dinlemeye gidiyorum. Bırak arkadaş, sinir stres sahibi oldum bişi unuttum mu diye. Dakka bir gol bir...


Yazın geldiğini benim renklenen ayak parmaklarımdan anlayabilirsiniz. Meteorolojiyle koordineli çalışıyorum, onlar söylüyor ben boyuyorum. Ve hayır, ojelerime sponsor olmuyorlar maalesef, ancak tekliflere açığım :P


Tatil dediğin şeyde insan erken uyanmak zorunda kalmamalı diye düşünüyorum. Fakat uyandığımda karşılaşacağım manzara buysa bence sorun yok :) Ha bi de en baştan 3 kişilik yerine 2 kişilik oda vermeyeydiler eyiydi, sonradan sorun çözüldü ama şunu anladım ki, ben yoğum arkadaş, yoğum ben yoğum!




Henüz ısınma ve kafa dinleme turlarındayız. Deniz sezonu ne zaman açılır bilmoorum ama şimdilik böyle takılıyoruz biz. İlerleyen günlerde ne olur, fırtına mı kopar isyan mı çıkar, bakacağız artık. Ve fakat şu kadarını söyleyeyim: emekliler çıldırmış olmalı sayın seyirciler! (evet sen, beni bırakıp da giden o 28. kişi! çok mu mutlusun şimdi ha? terkettiğine değdi mi, başın göğe erdi mi ha söyle bana! git başkalarını takip et şimdi sen, git onları oku, onlara yorum yap! git hadi git, ben bakmıyorum :)))

Hiç yorum yok: