Bir zamanlar ne moda bir geyikti o "dünya ahiret bacımsın ama...!" ile devam eden cümle. Gülbenler mülbenler hep ergendi o zaman ama bakıyorum da şimdi de değişen bir şey yok. İktidarın politikasına benziyor bu laf; demokrasiye açığım ama kampüste yakalarsam karışmam. Aslında öbek öbek küfredesim var ama hadi neyse...
Konu açılmışken; küfrü, argoyu ne kadar sevdiğimi bilen bilir. Hiç de hanım kız pozlarına giremeyeceğim valla, girenleri görüyoruz, bolca var onlardan. Benim asıl demek istediğim, sonunda kendime uygun bir yerli dizi bulmanın haklı sevincini yaşıyorum: Behzat Ç. İlk başta çok önemsemedim ama bir bölüm izleyince tiryakisi oldum. Gerek karakterleri, gerek diyalogları, gerek de senaryosuyla beni benden almayı başarmış bir dizi kendisi. Zaten Emrah Serbes'in romanlarından uyarlanmış, oh çok da iyi yapılmış. Yazan, yöneten, oynayan herkesin eline emeğine sağlık. Bir ara reyting kurbanı oluyordu az daha, aman dağlara taşlara, neyse ki kurtuldu da rahatladık. Allah düşürmesin bacım -dünya ahiret olanından değil ama :P
Hazır başlamışken benim şu arıza karakter takıntımı da bir masaya yatırsak be hacı. Behzat Ç. son örneği zaten de, hangi ara sardım, ne zaman o kadar psikopatı topladım bilmiyorum ama kısa kısa bahsedersek:
Hannibal Lecter (Anthony Hopkins) ve Çakal (Bruce Willis); bir küççücük ergensin ne işin var elin deli doktoruyla, psikopat katiliyle di mi? Hayır yani, bir de herifler dedem yaşında! Yok ama ille aşık olunacak, her iki film de tekrar tekrar izlenecek. O zamandan belli olmuş zaten gidişat ama dur diyene aşk olsun. Amin.
Spike (James Marsters); o gerzek alacakaranlık tiplerinin olmadığı güzel günlerde arızaya bağlanmak isteyen genç kızlar Buffy ve Angel izlerler, benim gibi psikopatları da Spike türünden arıza vampirlere abayı yakardı. Başka sorum yok sayın jüri, tanık sizindir.
Hellboy (Ron Perlman); eh büyüğü deli, küçüğü deli, beşikteki de kafa sallıyor. Sen ergen yaşında seri bir şekilde katillere, vampirlere yazarsan büyüyünce de anca iblis dölü, kıyametin sağ eli, cehennem zebanisi paklar! Ama elinizi (sağ eli değil taş olursunuz!) vicdanınıza koyun da söyleyin; kızıl kızıl teni, törpü törpü boynuzları, sarı sarı gözleri, taş taş eli, toynak toynak ayakları ve upuzun kuyruğuyla pek de sevimli değil mi ablası?
Sylar (Zachary Quinto) ve Dexter (Michael C. Hall); başka söze gerek var mı?
Dean Winchester (Jensen Ackles); sanırım listedeki tek "iyi" "insan" kendisi ama iyilik de nereye kadar sorarım size! Ayrıca "ben erkeğin cehennem görmüşünü, en az iki üç kıyamet atlatmışını severim arkadaş" diyorsanız (deyin deyin çekinmeyin), tam yerine geldiniz. Klasik arabaları, rock şarkılarını ve deri ceketleri bir kenara bırakalım; karakteri de kasları kadar sağlam, yeri geldiğinde hayatla da, kendisiyle de dalga geçebilen, mizah yeteneği olayları çözme yeteneğine denk ve biraz da ağzı bozuk bir adam gösterin bana. Gösterin ya, valla bir şey yapmiicam! Bu saydığım rüya takımın yedisi de dünya ahiret bacım olsun, benim derdim uzayla ;))